Paylaş
Yer Ayvalık’sa, konu kültür sanat günleriyse, organizasyonu da sevgili Neslihan Acu üstlenmişse burada sözünü etmeden duramam. Üstelik ücretsiz yaratıcı yazarlık atölyeleri var. Mario Levi, Mine Söğüt, Aslı Tohumcu, Murat Gülsoy ve İnci Aral atölye yapacaklar. Program şöyle:
Mario Levi / 2-3 Eylül / Bir Hikaye Yazmak
Mine Söğüt / 4 Eylül / Yazma Cesareti
Aslı Tohumcu / 5 Eylül / Yaşamdan Yazıya
Murat Gülsoy / 6-7 Eylül / Rüyalar ve Hikayeler
İnci Aral / 8-9 Eylül / Hayattan Romana
Ayvalık bir buçuk saatlik yol. Gidebilenlerin memnun döneceklerinden eminim.
*********
AK Parti’de kitap özetleriyle okuma seferberliği başlatılmış. Metin Celal de Cumhuriyet’te bu konuda bir yazı yazmış. Bu köşe yazısı üzerine sevgili Nevcihan Oktar Facebook’ta güzel bir yorum yaptı:
“Bu köşe yazısı bana Fahrenheit 451'i anımsattı nedense.. .
20. yüzyılda kitaplar kısalmış, özetlenmiş ve tablet haline getirilmiştir. Radyo ve televizyonun yaygınlaşmasından sonra dünya klasikleri 15 dakikalık radyo programlarına dönüşmüştür. Hamlet, bir sayfalık bir özettir artık.
Televizör insan hayatının en önemli parçasıdır, hemen herkesin evinde en gelişmiş televizörlerden vardır. Kimse kitap okumaz kimse durup düşünmez kimse kimseyle yüz yüze vakit geçirmez; herkes “mutlu”dur.
Pek çok insanın eğlencesiyse intihar etmek ve cinayet işlemek haline gelmiştir.
Ayrıca savaş da kapıdadır....”
Teknolojiyi sonradan yakalamış bir nesil olarak dünyaya 20 yıl erken gelmişim dediğim oluyor.
Bir yandan da giderek Twitterlaşan dünyaya baktığımda gözlerimi yummak istiyorum ve yaşıma şükrediyorum.
******
Yaşayanlarından şikayet var…
Çeşme komşumuz Sevgili Şükran Çelebi’den de bir mesaj geldi bu hafta. Çeşme’nin bitmez dertlerine dair. Aynen aktarıyorum:
“Sevgili Reşat,
Dün aksam Çeşme Marina'dan dönerken sana mail attığım resimdeki manzara ile karşılaştım. Yeri Çeşme Garajdan marinaya giderken ışıklara gelmeden hemen sağda… Manzaraya çok üzüldüm. Belki yazında kullanırsın diye gönderdim.
Bir diğer konu da Alacati'da fiyatların kontrolsüzlüğü. En basit örnek: Bu sabah Alaçatı'da bir fırından kumru ve gevrek aldım. Ilıca ve Çeşme'de tanesine 50 kuruş ödüyorum.
Bu fırın bir lira talep ettiğinde kendilerini uyardım. Bana "Biz sezon başı Alaçatı’lı fırıncılar olarak bu fiyattan satma kararı aldık" dedi ve parasını aldı. Acaba Alaçatı'da bunların hamuruna ne karıştırırlar bilmediğimiz? Hangi kıymetli un ile yapılıyor? Bu kafa ile giderlerse zararını çok yakında görecekler. Selamlar. Şükran”
Çeşme bölgesi için tefrika yazmak lazım tefrika… Haftaya başlarız…
********
Başka bir mesaj da Urla’dan geldi. Onu da aynen aktarıyorum:
“Urla’da yaşayan bir Hürriyet köşe yazarı olmanız ve de bölge ile ilgilenmeniz nedeniyle, bir Urla’lı olarak size yazmaya karar verdim. Özellikle hafta sonları ve de özel günlerde İskele’de ki trafik keşmekeşine şahit olmuşsunuzdur.
İzmir, Çeşmealtı ve Urla akslarındaki giriş çıkışların İskele merkezinde yarattığı trafik curcunasını çözmek bu kadar zor mu diye merak ediyorum.
Çocukluğumun geçtiği İskele de, trafiğin bu kadar yoğun olmadığı 35-40 yıl önce hiç olmazsa görevli bir trafik polisi olurdu. Yerel yöneticiler bu durumun farkında değiller mi acaba? Oysa Trafik akışı; İskele dışından geçen Urla ve Çeşmealtı bağlantılarını sağlayan mevcut yoldan (Barış market önündeki kavşakta sinyalizasyon ile) yapılamaz mı?
Daha da komiği, Limanın ucundaki Nar Cafe arkasındaki yoldan gelen araçların Tanju Okan Parkı deniz tarafındaki önündeki (Eski Askeri Banyo) Denizaltı Cafe’nin ve masaların arasından Çeşme altı yoluna çıkması, olacak şey değil.
Bu arada İskele’ye büyük bir değer kattığını düşündüğüm Batis’in Kahvesi karşısındaki Balık mezat yeri başka bir yere kaldırılamaz mı?
Bir marka olma yolunda hızla ilerleyen Urla ve İskele’de estetik ve düzeni sağlamak bu kadar zor mu?
Umarım bahsettiğim hususlara köşenizde değinirsiniz,
Saygılarımla, İyi çalışmalar,
Aliriza GÖKMEN”
Yerel seçim sathı mahallindeyiz. Yerel idareler böyle metinlere her zamankinden daha hassas. Bakalım artık…
Paylaş