PaylaÅŸ
Her gün birbirinden garip gelişmeler oluyor. Batılı ülkeler 1960’ların sonlarına kadar petrolü varili 1 doların altında alırken, bunu Kuran’daki ‘Yerin altından
çıkan satılmaz’ anlamında bir ayete bağladılar. 70’lerde OPEC’in kurulmasından sonra korumaya aldıkları krallık ve rejimleri; şimdi domino taşları gibi isyan ve değişime itmelerini izliyoruz. Bir yandan da yerküreyi ve dünyanın eksenini kaydıracak bir depremle, insan aklının hesaplama yeteneğinin doğa tarafından neredeyse küçümsercesine darmadağın edildiğini görüyoruz. İnsanlık trajedisini televizyonlarımızdan elimiz kolumuz bağlı izlemek zorunda kalıyoruz. Duygularımız içimizde düğümleniyor.
DERÄ°N BÄ°R HÃœZÃœN
İnanın bu milliyetçi bir isyan değil, insanlık için derin bir hüzün hali. İnsanın mutluluğu aradığı ve bulabileceği yerin mesafesinin giderek açılmasından, sınırlı kaynakların sınırsız gibi hesaplanıp sistemin insanın hep daha fazla istemesi üstüne kurgulanmasından duyduğum rahatsızlık bir nevi.
Tüm bu duygular bende, içinde muz cumhuriyeti olan bir dünyada yaşama arzusu uyandırdı. Ama öyle uluslararası politikada istikrarsız, ekonomik açıdan üretimi birkaç tarımsal ürüne veya ihracata bağlı, yolsuzluklarla iç içe bir muz cumhuriyeti değil. Ağaçtan ağaca mutlu mutlu atladığımız, sorunlarımız ve çözümlerinin doğadan kaynaklandığı, gerçek hürriyetle dünyada cennetin içinde olma hali. Elmalara uzanmadan muzun keyfini çıkardığımız... Eh benim de elimden gelen bu.
MEVSİMİ BİTMEDEN ANAMUR’UN LOKUMU
Muzumuz Anamur muzu. Yerli muz olarak son birkaç senedir marketlerde satılmaya başladı, oysa ismi yıllardır Anamur muzu olagelmiş. Beni çocukluğumda bir adet muz yiyebilmiş olmak güzel bir ayrıcalıktı. Muzlu pastalar pahalı ve en çok sevilendi. Türkiye’nin Ekvator ve Panama gibi yerlerden getirdiği muzlar çok yeşil kesilip 50-60 gün yol kat edip elimize geçtiği için tadı epeyi hafifliyor. Anamur muzu kısa seyahat edip zamanında kesildiğinden, tadı bambaşka oluyor. Karbon ayak izimiz de çok daha az!
Muz ülkemize ilk olarak 1750’de Mısır’dan süs bitkisi olarak geliyor. Yavaş yavaş yayılan ve meyvelerinin tadına varılan muz 1930’dan itibaren ticari amaçlı yetiştirilmeye başlanıyor. Yağışlı ve nemli bir hava isteyen bu muz; Anamur dışında Bozyazı, Gazipaşa ve Alanya’da ve çok az sayıda da Kıbrıs’ta bulunuyor.
CEVÄ°ZLÄ° KURU BAKLAVA
Üç avuç cevizi tavada yavaşça çevirin, kendi yağında hafif kızaracak. Bu esnada ateşin çok yüksek olmamasına dikkat edin. Bu işleme cevizlerin rengi hafif değişip cevizlerinizden enfes kokular gelinceye kadar devam edin. Daha sonra büyük kırmızı bir elmayı kabuğunu soymadan 2-4 milim kalınlığında dilimlerler halinde doğrayın. 2 çorba kaşığı tereyağını tavaya ekleyip önce elmaları 7-8 dakika çevirerek pişirin. Ateşini biraz yükseltebilirsiniz. Daha sonra 5 adet Anamur muzunu kabaca elinizle sıkıp püre haline getirerek ekleyin. 3 adet karanfili ezip koyun. 2 çorba kaşığı daha tereyağını da muzla birlikte katın. Onlar pişerken 3 adet karanfili başlarını ezip ekleyin, 13 çorba kaşığı nar şurubu (bire bir nar ve şeker karışımı) ekleyin. Nar şurubunu 11 çorba kaşığı nar suyuna 11 çorba kaşığı şeker ilave edip hazırlayabilirsiniz. Baklavanızın içi hazır olduğuna göre, şimdi dışını yapmaya başlayabilirsiniz.
12 adet hazır baklava yufkası için 4 çorba kaşığı tereyağı kullanmalısınız. Yufkaları birer birer sayfa gibi açıp, üzerine fırçayla tereyağını sürün. Bu şekilde ikinci, üçüncü ve dördüncü katları da yağlayın.
Yufkanızın kısa kenarına 1 santim boşluk bırakarak malzemenizin üçte birini uzunlamasına yayın. Sonra sıkı bir şekilde dürün. En keskin bıçağınızla fazla bastırmadan sakince bu ruloları 2,5 santimlik eşit parçalara bölün.
Aynı işlemi kalan sekiz baklava yufkası için daha yapın. Fırınınızı 180 dereceye getirin. Fırın tepsinizin üzerine çift kat fırın kağıdı serip üzerini yağlayın. Parçaları fotoğraftaki gibi dik ve mesafeli bir şekilde yerleştirin. Sonra fırın kağıdınızı bir kat daha kesip, baklavaların içlerinin üzerini kapatacak şekilde koyun. 10 dakika sonra çıkartıp çevirin.
Bu şekilde kenarları kızarıncaya kadar yaklaşık bir 10 dakika daha pişirin.
İsterseniz bu şekilde yiyebilirsiniz. Eğer daha tatlı seviyorsanız 1 bardak suyla 1 bardak şekeri eritip, şerbet ılıkken gezdirerek baklavaların üzerine döküp, bir saat beklettikten sonra ayrı bir tabağa alabilirsinizİKANIN. Böylece baklavanın bir gün kurumasını bekleyerek yiyebilirsiniz.
LÃœBNAN GECELERÄ°NÄ°N TATLISI
Muz tatlılarından en sevdiğim, kendimce adapte ettiğim Lübnan gecelerinin tatlısı Layali muz. 1 litre süte 1 su bardağı irmik ekleyin, varsa 3-4 çorba kaşığı çiçek suyu ekleyin yoksa gül suyu da olur. Kısık ateşte bir tahta kaşıkla sürekli karıştırarak irmiklerin pişip, koyu bir kıvam almasını sağlayın. Ayrı bir yerde 3 çorba kaşığı badem içi ve 2 çorba kaşığı çam fıstığını 1 çorba kaşığı tereyağında kavurun. Sonra kaynayan sütlü irmiğe ekleyin. Servisini yapmak isteyeceğiniz yayvan bir kaba dökün. Soğumasını bekleyin. Bu arada 3 su bardağı şekeri, 1 su bardağı su ve yarım limonun suyuyla yavaş yavaş kaynatın. Şurup eriyip koyulaşacak. Serinlemesi için bekletin. İrmik soğuyunca üzerine yarım kilo kaymağı dağıtın. Halka şeklinde kestiğiniz muzları yerleştirin. Antep fıstığı, çam fıstığı ve bademleri yayın. Tatlıyı servis edeceğiniz dilimleri tabakta kalacak şekilde kesin. Şerbeti üzerine döküp 1 saat dinlendirin. Hafif sulu, orta şeker nefis bir tatlınız olacak!
Marifetli Maarif Takvimi
Mart çıkmadan, balkon bahçe yeşilliklerinin tohumlarını ekmek lazım. Haftaya bu hazırlıklardan bahsedelim.
Karnabahar, ıspanak, pırasa, turp ve pancar severler için son lezzetli ay. Kış sebzelerine veda vakti geliyor.
Küçük bir ipucu; taze tadında turp ve pancar yemek isteyenler ufak bir kutuya kum ve toprak karışımı koyup, bunları da içinde uzun bir süre saklayabilir.
HAFTANIN SÖZÜ
Ãœzüntü ve muz kabuÄŸu!Â
(Pepe’nin Balonu animasyonundan. Pepe’nin sabun köpüğünden yaptığı balona koyup, maceralara gönderdiği oyun arkadaşı maymunun unutulmaz repliği.)
Â
Â
PaylaÅŸ