Paylaş
Hani bir laf vardır; “Allah insana çirkin şansı versin” diye... İşte Kıbrıs da o kadar güzel ki bu güzellikten kaynaklanan talihsizlik ve onun yol açtığı ataletle güzellikleri gizlenmiş inanılmaz bir hazine gibi. Gelin bu ‘hazineciğin kapacığını’ birlikte aralayalım
Hamurişi cenneti
PİRON
Piron’da hamurun farklı hallerini Kıbrıs versiyonu olarak yemeniz mümkün. Piruhi halini içi norlu dışı rendelenmiş hellimli ve naneli bir mantı düşünebilirsiniz; hellimli börek ve içi karamelize soğanlı böreği de denemelisiniz. Sadece soğanla yapılmış bir için ne kadar lezzeti olabileceğini fark edince şaşıracaksınız. Sazlarla açtıkları delikli ev makarnasının tadına mutlaka bakmalı. Samsı tatlısına, dilihdi ismi verdikleri hellimli ıspanaklı böreğe de eliniz değmeli. Bu yöntemin bir benzeri İtalya’da tellerle yapılıyor. Oysa tamamen doğal ve özel bu sazlar makarna yapımında da hellim süzdürme sepeti yapımında da işe yarıyor. Ama ekibi Piron’da sadece tadımlıkla bıraktırıp koştur koştur, yeşil hat üzerinden eski şehri gezdirdim. Sonrasında Bandabulia yani şehir pazarını gezdik. Şu an tadilatta olan pazarın tekrar açılacağı günleri dört gözle bekliyorum. Dedem her sabah bisikletiyle buraya gelir, alışverişi yapar günlük sebzelerle yemeklerini pişirirmiş. Onun o genç hali ve siyah bisikletiyle o zamandan bu zamana nerdeyse hiç değişmemiş olan bu sokaklardan geçmekte olduğunu hayal edebiliyorum.
Şeftali kebabı için buraya
ANİBAL
Anibal bir Kıbrıs klasiği. Yolculuğuna seyyar kebapçılık yaparak başlamış ve bitmek, dinmek bilmez enerjisi ve çalışkanlığıyla bugünlere gelmiş. Hemen hemen her gittiğinizde Bay Anibal’i mutfakta çalışırken bulabilirsiniz. Yılın bir ayı dükkanı bırakıp muhakkak farklı yerler gezmeye, görmeye gidiyormuş; o kadar. Malum ilkbahar olunca etlerin de en güzellerini yeme şansımız oldu. Kıbrıs’ın şeftali kebabının tadı, gömlek yağıyla nefisti. Uykuluk da bizim ekibin sakatat uzmanı Pelin’den yıldızlı pekiyi aldı. Masadaki humus, sumaklı soğan salatası, taze sarımsak, domatesse etlerle başabaş lezzetlerdi. Kıbrıs’ın domatesi ayrı bir güzel gelir bana; tadı sanki kendinden tuzluymuş gibidir, yedikçe yiyesi gelir insanın. Hepimiz bu mevsimde, öyle bir domatesle şenlendik, mutlu olduk.
Sırf burası için gidilir
ENİŞTE DÖNER
Ben sanırım bir kez daha sadece bu döneri yiyip dönmek için tekrar Kıbrıs’a gitmek istiyorum. Tatlılığı, sululuğu, marine edilme dozu mükemmel olan bu döner benim için çocukluğumdan beri bir efsane. Ancak Enişte vefat ettiğinden beri damadı bakıyor ve her fırsatta tatil ilan ettiklerinden çok az açık buluyordum. Kıbrıs insanın o tokluğu var. Çok satıyor diye sabahtan açıp, beş tane döner takıp kaliteyi düşürmek yok. Her gün belli sayıda ve buna kanaat ederek! Ne demek istediğimi anlamak için yemelisiniz.
Lefke keyfi
EMİNE TEYZEM
Bir günümüzü Lefke’de geçirdik. Güzelyurt yolu en güzel filmlerden çıkma karelerle doluydu. Bahar çiçekli tarlalar, büyük ağaçlar, Gemi Konağı’na yaklaştıkça köpüren deniz ile Girne’den Lefke’ye ulaştık. Kolları sıvayıp hellim yaptık. Sumaklı köfte, baharlı kuru üzümlü nohutlu pilav, mandalinata, taze sıkılmış portakal, en lezzetli börülce, teyzemin bahçesinden avokadolu salatayı mis gibi portakal çiçekleri arasında yedik. Mimozalar – Kıbrıslıların dediği şekilde altıntoplar da cabası. Anne yarısı teyze sıcaklığı, teyze evi kokusu, bahçesindeki çocukluk yazları anıları ve ekibin ağzının suyu akarak yedikleri yemekleri ve teyzemin tatlı dilinden tatlı niyetine pek çok Kıbrıs hikayesi...
Bir Con kahveciği
KIBRIS BAKKALLARI
Kıbrıs’ta herhangi bir bakkala gitmek bile çok keyifli. Büyük ve aynılaşan marketlerin gazabına fazla uğramamış. Kıbrıs’ta her bakkal, sahibinin zevkine göre Kıbrıs’ın güzellikleriyle doludur. Örneğin Lefke’deki Dilek Hanım’ın bakkalında Lefkoşa’daki Ortaköy fırınının zeytinlisi veya pilavunası bulunur, dağlardan kuşkonmaz toplattırır, en güzel hellimleri seçer ve satar. Sizle bizzat ilgilenir, oradayken bir ‘Con kahveciği’ içmek için içiniz gider.
İlkay Abi ile kuşkonmaz avı
AYRELLİ SAFARİSİ
Kıbrıs’ta kuşkonmazın yabanisine ayrelli derler. Ben çok severim ve toplamak istedim; sağolsun İlkay Abi ile gittik, bu güzel yiyeceğe kuşun konamadığını ekip de net bir şekilde gördü. Sonra yorgunluk hediyesi olarak İlkay Abi’nin evine konuk olduk. Eşi Münevver Hanım’ın yaptığı macunlardan, klasik Kıbrıs usulü bir bardak su üzerine yerleştirilmiş çatal eşliğinde birer birer yedik. Hayatımda yediğim en güzel kireçte kabağı, alıç reçelini yediğimi söyleyebilirim ve inanın çok kabak reçeli yemişliğim var.
BUNLARI DA GÖRMELİSİNİZ
* Budak Pastanesi: Anibal’e kadar gelmişken muhakkak yapmanız gereken bir diğer ziyaret de Budak Pastanesi’ne. Kıbrıs’ın tatlılarının kıvamını tam bulmuş halleri aklınızı başınızdan alabilir. Budak’ın kayık pastası, içi dolusu, bastiç ve ekmek kadayıfını yemelisiniz.
* Ortaköy Fırını: Kıbrıs’ın kanımca hellimi kadar önemli ve yayılması gereken değeri peksimet. Pek simitten gelen katır kutur hali! Bunun mantığındaki güzel çöreği. Bunun içi klasik fırın da Ortaköy fırını.
* Bellapais Kybele Restaurant: Güzel Kıbrıs mezelerinden yiyebileceğiniz güneşi batırmadan gidip orada batıracağınız mekan. Güzel Manastır’ın kalıntıları arasında Kıbrıs ayaklarınızın altında, zaten havasıyla sarhoş olacaksınız.
* Girne Liman keyfi: Girne Limanı yıllar içinde bizim güney sahillerimizden ne yazık ki farksızlaştı. Çok güzel yemek yapan restaurantlar yerlerini bira ve patatesçilere bıraktı. Hadi patates olarak da Kıbrıs’ın güzel silkme patatesi veya bullezi sunulsa anlarım ama o da yok ne yazık ki! Kimbilir bu yazıyı okuyan birisi için sebep oluruz da yaparlar!
* Carmy - The İngiliz Köyü: Adanın içerisinde bir İngiliz köyü var. Bu köyde birbirinden güzel evler, İngiliz bahçe estetiği ve çalışkanlığı Kıbrıs’ın güzel havasıyla birleşince armut cider ve elma cider yanında cipsle mest olduk, gitti.
* Ama daha size enginardan, kolakastan, Kıbrıs’ta yapılan güzel tahinden, unun farkından, turunç çiçeklerinden yapılan çiçek suyundan, Karpaz ve Kantara tarafından ve oranın yemeklerinden mandalina ve limonatalardan bahsedemeden yazımız bitti!
MARİFETLİ MAARİF TAKVİMİ
Nisan yağmurlarının bereketi tezgahlara düşecek.
Çilek ve erik kardeşliği tezgahlarda.
Boğaziçi renkleniyor, çiçekler açıyor.
HAFTANIN SÖZÜ
Tilkiye tavuk yer misin diye sormuşlar, gülmekten cevap verememiş! (Atasözü)
Paylaş