Paylaş
Madrid, Tokyo, İstanbul.
Üçünden biri.
***
Ne var ki, oylamaya çeyrek kala, karnemizde kırık notlar birdenbire çoğaldı.
Tesadüf mü?
Şike, doping, ırkçılık gibi şaibeler, hep arka arkaya geldi.
***
Zamanın ruhu dedikleri bu olsa gerek.
UEFA’ya bakar mısınız? Verdiği cezaları bize tebliğ ediş biçiminde bile bir istiskal var.
Gezi olaylarından bu yana, zaten Türkiye sürekli dayak yiyor. Adeta kuşatılmış gibiyiz.
***
İşte tam bu sırada Olimpiyat oylamasına gidiyoruz.
Haftaya bugün.
Bizi nasıl karşılayacaklar:
-Merhaba şikeciler.
-Hoş geldiniz dopingciler, safalar getirdiniz ırkçılar.
Kırkpınar’da bile zeytinyağına makina yağı karıştırırsanız, böyle olur.
Zaten fırsat kolluyorlar.
***
Bütün bunlara rağmen...
Hâlâ şansımız var.
Kaybedersek kimseye kızmayalım. Çünkü biz sebebiyet verdik. Kendi kendimizi şikeci ilan ettik... Kendi kendimizi ırkçılıkla suçladık...?Cahil cür’etiyle dopinge kalkıştık.
Ondan sonra da Türk’ün Türk’ten başka dostu yok, öyle mi?
***
Sözün özü şudur:
Eğer Olimpiyatları alabilirsek, çok sevineceğim, çok...
Ama alamazsak hiç üzülmeyeceğim.
Paylaş