Yılın son yazısı

2012’yi de böyle geçirdik.

Suçu sabit olmamış, hatta suçsuz insanlar, adliye kapılarında, dolayısıyla da medyada, bol bol teşhir edildiler.

Ne teşhiri?

- Rezil edildiler.

***

İnsanların aklanması, karalanması, gazetecilerin insafına bırakılır mı?

Tek görüntü, bazen tek

fotoğraf karesi, hayatınızı karartır. Çünkü temcit pilavı gibi tekrarlanır.

Ne hakla?

***

Birçok iş adamının bu şekilde yandığını biliyoruz.

Hele san’atçılar, sporcular, iyice sahipsiz durumdalar.

Halk’a mal’olmuş olmak, teşhir için dayanak mıdır?

Masum insanlar için şöhret, kabahat mıdır?

2013’te bu ayıplar bitmeli. Haksız teşhir’e kesinlikle mani olunmalı. Hatta teşhir edenler teşhir edilmeli.

Tozlu raflar

Herkes birbirleriyle mahkemelik... Ne çok seviyoruz mahkemeyi...

Türk’ün Türk’e açtığı tazminat davaları, Edirne’den Kars’a adliye binalarna sığmıyor... 2012’yi devirirken, yandaki duvar ve bahçedeki kuyu için komşularla kimbilir kaç yüz bin davalı-davacı var.

O yetmiyor.

AİHM, Türk’ün Türkiye’ye hışmı haline gelmiştir.

Ama terörün baş hamisi ve suç ortağı ülkeler için AİHM’de açılmış tek dava yok.

Öfkemiz birbirimize.

Uzatmalar

Anayasa uzlaşma komisyonu, herhalde ek bir süre alacak.

Ama makul bir süre.

Hele de bir de uzlaşmanın sağlanması, anlamlı bir gün’e denk gelirse, mesela 23 Nisan’a...

İşte o zaman harika olur.

Bunu bizden esirgeyecek insan var mı acaba o komisyonda?

Zannetmiyorum.