Paylaş
SARIGÜL meselesi var.
Bu hâlâ çözülmedi... İstanbul’da onu hangi ilçeye koyarsanız koyun, banko... Sadece banko değil, Büyükşehir oylarının da lokomotifi... Ama onun hızını kesecek olan “yanlış bir yerleştirme” CHP’ye pahalıya mal olur.
Yaygın kanaat bu.
İSMAİL ÜNAL meselesi var. Mesleğinin en verimli çağında, Beşiktaş’ın bu has çocuğu, hiçbir kulis yapmaya tenezzül etmeden bekliyor. Kararı kimler verecek? Hamidiye Çeşmesi’nden hiç su içmemiş olan “yabancı” bir heyet.
Diğer partileri de konuşacağız ama bugün Cumhur İttifakı’ndan doğan yeni bir durum karşısında CHP’nin reflekslerini merak ettim.
Muharrem İnce meselesi ne oldu? Kapandı gitti mi?
O da belli değil.
Büyükşehir için Kılıçdaroğlu’nun gönlünde yatan kimdir, devlet sırrı mı bu? Gürsel Tekin’e karşı biraz ayıp olmuyor mu? Ya da Beylikdüzü’ndeki o İmamoğlu kardeşimizin kimyasıyla fazla oynanmıyor mu?
Uzatmayalım.
Özetlersek:
- Seçim sürecini yönetmek seçim kazanmaktan daha zor bir iş galiba.
Dönelim Bahçeli’ye.
15 gün evvel...
“Her bölgede aday göstereceğini” söylerken, MHP grubundan nasıl alkış aldıysa, şimdi “3 büyük şehirde aday göstermeyeceğini” söylerken de aynı alkışı aldı.
Neden?
Hah... Türkiye’yi iyi okuyanlar, bunun sebebini bilirler ama -öbür tarafta- rozet diye yakasına nalıncı keseri takanlara, şunu sormak lazım:
- Yahu siz, 15 gün evvel Bahçeli’ye övgüler düzerken, şimdi birdenbire niye sustunuz? Nedir asıl derdiniz?
Paylaş