Yapmak değil yazmak

İsnat edilen suç ne olursa olsun, falanca ve filanca, Yüce Divan’da yargılanır... O zaman kolaydı.

Ama işin içine görev suçu diye de bir kavram girince, ayıklayın şimdi pirincin taşını.

-?Görevin bittiği yer neresidir?

-?Rutin dışı her işlem, kanundaki tarife uygun mudur?

Tartışın durun bakalım.

Ta ki Kanadoğlu Hoca çıkıp bir racon kesene kadar.

***

Cumhuriyeti korumanın ve kollamanın gayet rutin bir görev olduğunu söyleyenler çıkacaktır.

Buna karşı tek argümanınız, halkın seçtiği meşru bir hükümet’ten başka nedir?

Yeterliyse mesele yok.

Ama itirazlar bununla bitecek mi?

Görüyorsunuz ki, ucu açık bir tartışma...?Ne var ki, cambaza bakmak için yine de harika bir malzeme.

***

Onun için hep diyorum ki, kanun yazmak, kanun yapmak’tan daha zor bir iş.

Silahlı Terör Örgütü kurmak ne demektir? Paşa’nın elinde zaten silah yok mudur? TSK?zaten en organize örgüt değil midir?

Şimdi ben bu mantıkla yazıyı sürdürürsem, konuyu öyle bir dejenere ederim ki, işin içinden çıkamazsınız.

Yeni Anayasa çalışmalarına bu yüzden önem veriyorum. Aman ha, öyle bir anayasa yazın ki, anayasa yapmak’tan daha yüce olsun.