Paylaş
Her ikisi de vaziyete göre sığınılacak unsurlardır.?Adamın kellesini istiyorsanız “parti içi disiplin” argümanına sığınarak her türlü kumpas mübah... Ama adamı -şimdilik- koruyup kollamakla yükümlüyseniz, canım efendim “parti içi demokrasi” var, yaşasın düşünce özgürlüğü.
Farkındaysanız “şimdilik” dedim.
Çünkü günü gelince o da kapının önüne konacaktır.
***
Bütün partilerde bu böyle. Derhal tasfiyesi gerekenler kadar şimdilik göz yumulup, köprüyü geçtikten sonra yollanacak olanlar, ayrı ayrı paketlere konmuşlardır. Yani tuzluklarla biberlikleri karıştırmayalım.
***
İktidar Partileri dahil, gelmiş geçmiş birçok partide bu örnekleri gördük.?Şimdiki ana muhalefet partisi de aynı yolun yolcusu.
Nitekim...
Süheyl Batum derhal tasfiye...
Emine Ülker Tarhan -eğer kendiliğinden ayrılmasaydı- o da derhal tasfiye.
Muharrem?İnce ise, günü gelince tasfiye.
Ne zaman? 6 ay sonraki seçimde.?Yani, aday adayları tespit edilirken.
***
Demirel derdi ki:
-?Nezaket için siyaset yapılmaz.
Ecevit derdi ki:
- Siyasette duygusallığa yer yoktur.
Hoppala...” Bunlar ne biçim laf” diye düşünürdük ama pek realist insanlarmış meğer.?Önder Sav’ların, Kemal Anadol’ların, Şahin?Mengü’lerin, Onur Öymen’lerin uğradığı vefasızlıkları görünce, ohoo, şimdi Süheyl Batum’a kurulan kumpas nedir ki? Vızıltı.
Hele Deniz?Baykal’ın uğradığı kalleşlik, demokrasi tarihinde hiç görülmemiştir...
Ama Çetin Altan’ın sıkça hatırlattığı şu atasözlerimize bakınız:
-?İş bilenin, kılıç kuşananın.
-?Gemisini yürüten kaptan.
-?Atı alan?Üsküdar’ı geçti.
Demek ki atalarımız, sahiden ileriyi gören muzip kimselermiş meğer.
Paylaş