Paylaş
Sonra caydılar, devleti tanıyan, sevilen sayılan, hatta Atatürk’ün bile onaylayacağı bir hayalin peşine düştüler.
.........
Bulamayınca, bir sürü isim döküldü ortaya... Döküldü ama sonra hepsi birden buhar oldu, gitti.
İmamoğlu hariç.
***
“O da kim oluyordu?
O kendi işine baksındı... Belediye Başkanlığı’na odaklansındı.”
Birdenbire Kılıçdaroğlu fırladı ortalara. Hem de kazanacağının garantisi varmış gibi ısrarla ve sevdayla sarıldı adaylığa.
Allah Allah.
Herhalde bir yerden bir ışık aldı. Ama nereden alabilir?
***
Şimdi yeni bir yol gözüküyor.
Anlaşıldı.
- Ne Kılıçdaroğlu, ne de İmamoğlu...
İkisi de olmasın.
E kim olsun aday?
- Adı sanı bilinmeyen sürpriz biri.
Haydii, döndük mü başa?
***
Kılıçdaroğlu’nu tasfiye etmek kolaydır. Yuvarlak masada bir ittifak sağlanamazsa, o yolcudur.
Ne demek ittifak?
- Oy birliği mi, oy çokluğu mu?
Hangisi olursa olsun...
- Yolcudur Abbas.
***
Fakat, öbürünü yani İmamoğlu’nu tasfiye etmek kolay değil. Çünkü ona hiçbir masada, hiçbir oylama yapılmayacak... Baraj falan yok.
Aradaki fark bu.
Kemal Bey’in adaylığına ise masadaki diğer 5 kişi karar verecek veya vermeyecek.
Soruyorum:
Hangisi daha demokratik?
Paylaş