Paylaş
Buna ne savcı yetişir,
ne hakim, ne de mübaşir.
***
Anlaşmak, uzlaşmak yok.
İlle de:
- Yürü mahkemeye.
Gazeteci, siyasetçi,
iş adamı, şarkıcı, türkücü... herkes birbiriyle mahkemelik.
Kamu davaları da caba.
Bir istimlak davası,
bir arazi ihtilafı, kaç yılda biter?
***
Gören duyan da bizi hukuka aşık insanlar zanneder. Hukuksuz yapamıyoruz ama bir taraftan da hukuk beğenmiyoruz.
- Tarafsız yargı, bağımsız yargı.
Güzel laflar ama mahkeme kararı eğer hoşumuza giderse güzel.
***
Yasaların yazılış biçimi de bir tuhaf.
Sanık sandalyesine oturan her kişiyi, birer canavar zannedersiniz. Çünkü onlara atfedilen suç, verilecek olan ceza’dan çok daha ağırdır.
Mahkeme ne yapsın?
Kitapta ne yazıyorsa o.
***
Hakim amcalar ne kadar tonton olurlarsa olsunlar, savcılar ne kadar acar olurlarsa olsunlar, çok ağır
bir yükün altındalar.
Eleştiriler yetmiyormuş gibi bir de hakarete uğruyorlar.
Halbuki Türkiye’de mükemmel hukukçular da var... Ama sahip çıkmıyoruz ki...
Paylaş