Telefonlar

“Dinleniyoruz” diyor.

Buradaki dinlenmek, acaba istirahat etmek anlamında mı? Öyle ya, milyonlarca kişinin telefonu nasıl dinlenebilir? Dinlenen kadar dinleyen de lazım. Nereden bulacaksınız o kadar görevliyi.

Kaldı ki dinleyenler de dinleniyoruz diyor.

Bu nasıl iş?

***

Acaba evham içinde miyiz?

Kendimize çok mu önem atfediyoruz? Seni beni neden dinlesinler?

Efendim, Cumhurbaşkanını bile dinlemişler. Başbakanı bile dinlemişler...

Olabilir.

Onlar devlet.

Onlar hükümet.

Ama sen-ben kimiz?

Ne haber, daha daha ne haber’den başka ne lafımız var? Bizde telefon gevezeliği, saatlerce sürer. Hem de boş laflarla sürer. Dinleyenin içi bayılır, havlu atar.

Şu caddelere bakar mısınız? Binlerce insan telefonda konuşa konuşa yürüyor, kafetaryalara, restoranlara, barlara bakar mısınız? Gençler masadan masaya telefonla konuşuyor. Asansörde bile telefon...

Bunlar hep dinleniyor mu?

Niçin?

***

Eğer sadece suçlular, zanlılar, kaçakçılar, şunlar bunlar dinleniyorsa, sadece çeteler izlenmeye alınmışsa, yine hayret... Bir ülkede milyonlarca çete

olur mu?

- Çıkar amaçlı suç örgütü.

Efendim, anladık.

Ama yüzbinlerce örgüt olur mu?

Binlerce darbeci, yüzlerce

casus ve vatan haini olur mu?

Eğer olursa, biz zaten ölmüş bitmişiz demektir ki, tası tarağı toplayın dönelim Ortaasya’ya.

***

Özetlersek... Ben bu dinleniyoruz masalına inanmam.

Baksanıza Çevik Bir bile dinleniyorum diyor.

Aman efendim.

Sizin sözlerinize hâlâ kulak veren kaldıysa memlekette, daha ne istersiniz.