Ortak dostlarımız bana anlatmışlardı. Kongar, okul yıllarında çok iyi bir öğrenciymiş. Zaten çok iyi öğrenci olmayan, çok iyi hoca olamaz.
Öğrenme merakı, öğretme zevkiyle bütünleşince, ortaya Kongar gibi bir nedret çıkıyor.
Lütfen okuyun.
“Herkesten bir şey öğrendim” kitap kurgusu dahil, size çok şey öğretecektir.
***
Tatil dönüşü bir baktım ki, bütün medya, iktidar partisinin ismine kilitlenmiş:
-AK Parti mi, AKP mi?
Aslında çok eski bir muhabbet. Nereden çıktıysa tekrar gündemde.
Mazrufu bırakıp zarf’a bakmak, tam bu işte.
Başbakan vermiş yine bir çelik çomak, cambaza bak misali, İkitelli’yi tek istikamete odaklamış. Vallahi bravo. Zira bir cümle konuşup yüz makale yazdırtmak kolay iş değildir.
***
Gelelim Balçiçek Pamir’e. Eve dönüş yolunda, Balçiçek Pamir’in Kezban Hatemi’yle yaptığı söyleşiyi dinledim. (Radyo Habertürk) Son yıllarda rastladığım en güzel söyleşilerden biriydi bu...
Son derece dikkatli bir gazeteciyle adaletli bir hukukçunun sergiledikleri seviye, en müşkülpesent hatta en ukala insanlara bile sanırım ilaç gibi gelmiştir. Tekrarı şart.
***
Ve bir bomba... Çarpıcı bir hamle. Frank Rijkaard G.Saray’da. Dünya futbolu’nun unutulmaz yıldızı ve hoca olarak da modern futbolun -bence- en iyi uygulayıcısı.
Sırf G.Saray için değil Türkiye için de büyük kazanç, büyük misafir, büyük elçi...
- Aman ha... Gözünüzü seveyim, bunu da kovmayalım.
Türkiye’ye alkışlarla gelen nice hocalar ve futbolcular, hep ihtilaflı ayrıldılar. Ya kovuldular, ya kaçtılar. Çoğuyla mahkemelik olduk. Şööyle ağız tadıyla vedalaştığımız kimse yok gibi.
Gelişleri hep Türkiye’nin reklamı ama gidiş biçimleri hep Türkiye’nin utancıdır.
Aman ha, Rijkaard’a peşinen Tanrı muamelesi yapmayın ki yarın gidişi de insan gibi olsun.