Paylaş
Deliller yeterli ve her şey apaçık ortadaysa... hele bir de suçüstü durumu varsa... sürekli inkâr neyi değiştirir?
***
Kaldı ki darbeciler, koro halinde ve topyekün inkâr peşindeler.
Herşeyden önce ismini, resmini, cismini, sesini inkarla başlayan bu acayip taktik, zaman zaman mizah’a dönüşmektedir.
Akıncılar Üssü’ne “tarla bakmaya gitmek” bunun en hafif olanı.
***
Eğer o akşam, meclisi, yabancı uçaklar, yabancı pilotlar bombalasaydı, eh, derdik ki “ne de olsa düşmandır.”
Fakat hem Türk uçağıydı, hem Türk pilotuydu... emri veren de bir Türk komutandı.
Gücümüze giden budur.
Bir de karşımıza geçmişler, bizimle alay ediyorlar.
***
Hakim ve savcılara bravo.
Yargılama kusuru hiç yapmadan...
Delilleri de sağlam kazığa bağlayarak... bu inkâr korosuna tahammül gösteriyorlar.
Nereye kadar?
Göreceğiz, bakalım:
Külliyen red ve topyekün inkâr, bir savunma yöntemi midir ve kıymet-i harbiyesi nedir, yakında anlayacağız.
Paylaş