Paylaş
Birincisi Nevruz...
Yurt çapında kutlamaların nezahati ile polisin basireti birleşebilirse, acılarımıza merhem olur. BDP, HDP ve MHP’nin seçim bürolarına yapılan saldırılar, hep Nevruz’a gerginlik hazırlıyor. Tuzağa düşmeyelim. Birincisi bu.
İkincisi 1 Mayıs.
***
Kadri Gürsel’e selam...
35-36-37 yıl önce, sokak hareketlerinin, ne denli katliam boyutlarına ulaştığını bildiğimiz için, -sırf can güvenliği bakımından- kalabalık kutlamaların, daha tehlikesiz semtlere kaydırılmasını hararetle savunanlardan biriydim.
Fakat zaman, çok şeyi geliştirdiği gibi ceberut devlet kafası’nı da terbiye etmiştir. Bu bakımdan, Kadri Bey, ikide bir beni mahçup etmekten vazgeçmeli. Ben şimdi Taksim’deyim. Ne yapmalıydım? Taşlıtarlada mı kalmalaydım?
***
Fakat 1 Mayıs kutlamaları hâlâ Taksim’e yerleşebilmiş değil. Hükümetler 36 yıldır bunu beceremedi. Halkın gerisinde kaldı. Şimdiki hükümet de sadece 1 defa, o da göstermelik olarak meydanı açtı. Gördü ki dünyanın sonu değil...?Öyleyse devam...
Biraz cesaret, biraz da basiret.
Üstelik buna ihtiyacımız var.?Yüzbinlerce kişilik gösterilerin olaysız geçebileceğini, Polis’in de pekalâ basiret sergileyebileceğini artık görmek istiyoruz. Berkin’in cenaze töreninde bunu görür gibi de olduk... Sonunu getiremediysek sırf basiret eksikliğinden...
***
Fakat vazgeçemeyiz.
Önümüzdeki Nevruz ve 1 Mayıs, birer ciddi sınavdır. Birer cazip fırsattır.
Çok güzel kutlayabilirsek, kaynaşmış bir kitle olarak moral bulacağız. Risk almaya değmez mi??Halimiz zaten battı balık değil mi? Öyleyse?
Paylaş