Paylaş
Halbuki yöre’nin kalkınması için kolları sıvayıp projeler sunabilseydi, hepimiz ona yardım edecektik.
***
Demek ki bu bir kapasite meselesi.
İdeolojiden başka hiçbir ufukları yok.
Hatta, belirlenmiş bir ideolojileri de yok.
İçlerinde uzman yok.
Kadroları yok.
Hazırlıkları yok.
Sadece vurdulu kırdılı mitinglerde boy gösterdiler.
Ve terör örgütünün “her tarafı yakın yıkın” direktifinde, katalizör bir rol üstlendiler.
Yazık ettiler.
22 Temmuzdan beri tam 7 ay vakit kaybettiler. Bu süreç, ancak bu kadar kötü yönetilebilirdi. Çok kötü yönettiler.
***
Oluk oluk kan akarken “siyasi çözüm”den bahsetmek, biraz pişkinlik değil mi?
Türk-Kürt farketmez, fidan gibi delikanlılar ölürken, devletten “sosyal ve kültürel adımlar” beklemek ciddiye alınabilir mi? Allahaşkına, Devlet böyle bir şantajı yutar mı? Yutacak olsa ona Devlet denir mi?
***
Ezberledikleri laf şu:
- Askeri Harekât’la bir yere varılmaz.
Bal gibi varılır da ama velev ki varılmaz. Peki, terörle bir yere varılır mı? 24 yıldır varılmış mı?
Yahu, sınırötesinde örgüt mensubu o çocuklar, sapır sapır vurulurken biz burada sanki zevk mi alıyoruz? “240 kişi öldürüldü” denince sanki çok mu seviniyoruz? Asla... Onlara da içimiz yanıyor.
Onlar da ana-baba kuzusu.
Ama bu işi bu hâle kim getirdi? Koskoca Türk Ordusu bu karda kışda keyf için mi operasyon yapıyor?
***
Terör, hiçbir gün pişman olmadı.
Hiçbir gün özür dilemedi.
Ama Devlet’ten taviz bekliyor.
Yok öyle şey.
Dünyada hiçbir Devlet vermez bunu. Hele Türk Devleti hiç vermez.
Peki, ne yapacağız şimdi biz bu örgütü? Yüzlerce, belki binlerce çocuğu? Ne yapacağız?
Bir operasyonla elbet kökünü kazıyacak değiliz.
Ama oradan uzaklaştıracağız.
Artık Afrika’ya mı giderler, Avustralya’ya mı kaçarlar, ne yaparlarsa yapsınlar... Burnumuzun dibinde kümelenmek yok. Türkiye bir daha rahatsız edilmek istemiyor. Anlaşıldı mı, kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla.
Paylaş