Paylaş
Referandumlar iyidir hoştur ama sık sık yaparsanız, hem dejenere edersiniz, hem de meclisi kenara itmiş olursunuz.
Kaldı ki, evet de çıksa, hayır da çıksa, her referandum sonucu, çeşitli yorumlara açıktır.
Herkes başka türlü tercüme eder. Ve de kendine yontar.
***
Alın mesela...
Hayır çıktı diyelim.
Ne demektir bu?
Halk, 12 Eylül 1980 darbesinden gayet memnun demek midir?
Yâni darbeyi ve darbecileri onaylamak anlamına mı gelir?
Gelmez.
Fakat dilin kemiği yok. Birileri isterse böyle bir anlam yükler.
***
Tersi de mümkün.
Evet çıktı diyelim.
Hükümet için güvenoyu mudur bu? Türkiye’nin yarısından fazlası iktidarı destekliyor anlamına mı gelir?
Gelmez.
Ama birileri isterse böyle bir anlam yükler, sizi çatlatır.
***
Deniyor ki:
- Kılıçdaroğlu kendine meşruiyet arama peşinde.
Olmaz.
Sonuç “evet” çıkarsa, Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı sanki gayrimeşru mu sayılacak?
Asla.
Peki “hayır” çıkarsa, Kılıçdaroğlu şahsi bir zafer kazanmış mı olacak?
Asla.
İktidarın veya muhalefetin oylarını sandıkta kim ve nasıl ayıklayabilir?
Ama dilin kemiği yok.
Herkes istediği gibi tercüme eder.
***
Ölçüyü kaçırmayalım.
Ne Kılıçdaroğlu oylanıyor ne de Tayyip Erdoğan sınanıyor.
Ne darbeciler yarışıyor ne de demokratlar tartılıyor.
Sadece küçük bir anayasa paketi halkoyu’na sunuluyor. Hepsi bu.
Futboldaki ezeli rekabet gibi kalıcı bir şey de değil. 13 Eylül sabahı hepimiz normal hayatımıza döneceğiz.
Ama dediğimi unutmayın: Bu kadar sık referandum yapmak yanlıştır. Hele biz Türkler, her şeyin cılkını çıkarttığımıza göre...
Paylaş