Paylaş
Bir ara komünizm geliyor diye ödümüz koptu.
Sonra:
- İrtica geliyor.
Daha sonra:
- Bölücülük geliyor... vs.
Hiçbiri gelmedi ama bizim yüreğimiz ağzımıza geldi.
***
Yeni numaramız şudur:
- Diktatörlük geliyor.
Yapma yahu.
Yani biz şimdi, diktatörlüğe EVET/HAYIR demek için mi referanduma gidiyoruz?
Bunu bile millete mi soruyoruz?
Amma da demokrat bir ülkeyiz.
***
Böylesine medeni bir yarış,
hiç görülmemiştir herhalde. Milletin bir bölümü sanki “diktatör isteriz” diye bağırırken öbür bölümü de “istemezük” kampanyasını gayet nazik bir üslupla sürdürüyor.
Hepsi de vatan evladı.
Hepsi de okumuş çocuklar.
***
Ne var ki, EVET de çıksa HAYIR da çıksa “felaket geliyor” diye bizi korkutan siyasetçiler yine de hiç eksik değil.
Hani, otoyollarda tabelaya rastlarız ya:
- Dikkat, heyelan var.
Varsa var, ne yapabiliriz yani?
Duralım mı, geçelim mi? Hızlı mı geçelim, geri mi dönelim?
Yok canım.
Maksat korku olsun.
- Bu da geçer.
Hakan Çelik
Kolay mı?
Tayyip Erdoğan gibi bir çetin çevizin karşısına oturup saatlerce soru soracaksınız, ne yandaşlık sergileyeceksiniz, ne de körü körüne bir karşıt tavır. Ve de size ille bir yafta yapıştırmak niyetiyle ekran başına geçen allameleri, hüsrana uğratacak kadar objektif olacaksınız... Kolay mı?
Kutlarım Hakan.
(Not: Bu yazıyı yazarken, henüz Veyis Ateş’i izlememiştim.)
Paylaş