Paylaş
Bölgeyi çok iyi bilen bir milletvekilidir. Dolayısıyla Kürt Sorunu’nu da iyi bilir.
Dedi ki:
-?Çözüm umutları tam yeşerirken, her def’asında terör tırmanıyor.
İzahını da şöyle yaptı:
-?Çözüm olsun istiyorlar ama AK?Parti eliyle değil... Nitekim diyor... Meclisi toplama gayreti bile, iktidarı köşeye sıkıştırma amacı taşıyor.
Ensarioğlu, bir de şu soruyu sorarak, kendi tespitini perçinlemektedir:
-?Terörü şimdi mi fark ettiler? 1 şehit’le 10 şehit arasında ne fark var?
***
Ardından CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nu dinledik.
O da bölgeyi ve Kürt Sorunu’nu iyi bilen bir milletvekilidir.
Başbakan’ın “kapımız herkese açık” lafına takılmış.
Diyor ki:
-?Ne demek kapımız açık?
Ve ekliyor:
-?Senin kapında ne işimiz var? Meclise gel.
.........
İşte bu iki görüş arasında sıkıştı kaldı siyaset.
Bu durumda...
Başbakan ya “kapı açık” demeye ısrarla devam edecek, ya da “rakibinin üzüm yemek niyetinde olmadığını” millete ispatlamak için “peki, meclise geliyorum” diyecek.
Tanıdığımız Erdoğan, kolay kolay geri adım atmaz ama meclis 1 ay sonra zaten açılmıyor mu?
1 ay “uzun bir süre” gibi gözüküyorsa da, ne yapalım, meclisi boykot daha da uzun sürmüştü deyip bari avunabiliriz.
Paylaş