Paylaş
Hangi batı bu?
Hani şu “bizi kapısında bekleten” bize “sömürge muamelesi yapan” meşhur batı mı?
Siz ne konuştuğunuzun farkında mısınız?
Bir öyle, bir böyle.
Kaç yüzlüsünüz siz?
Ah, bir de İsrail var sahi? Durup dururken niye İsrail’e posta koyuyoruz? Hani biz kilometrelerce mayınlı araziyi, “İsrail’e peşkeş çekiyorduk?”
Hani, ne oldu?
***
Geri zekâlılık bitmez.
Okuduğunu duyduğunu anlamayanlar kadar, ne söylediğini de bilmeyenler sardı dünyamızı.
Soruya bakın:
- İran’dan ne mesaj götüreceksiniz Amerika’ya?
Diplomaside buna cevap alamayacağını bile bile soruyorsa, vah zavallı... Ama cevap alacağına umuyorsa, daha zavallı.
***
Geri zekâlılık bitmez.
DGO’lu ürünleri methettiğim zannına kapılan bir aptal, şunu soruyor bana:
- Yakınlarınızdan biri DGO’lu ürünler mi ithal ediyor?
Hayır, yakınlarımdan biri değil, bizatihi ben ithal ediyorum. Büyük ithalatçıyım ben. Ayrıca Domuz Aşısı’nı da ben getirdim. Şimdi de ıslak imza makinalarını ithal edeceğim, tamam mı? Hadi şimdi yallah.
***
Türkiye’de herşey birden ayağa düştü.
Futbol seyircisinin kalitesi ne ise, gazete okuyucusunun kalitesi de o.
Siyasetin çıtası nerede ise, medyanın çıtası da orada.
Çoğu televizyonun baş müşterisi varoşlardır.
Eh, maliye müfettişi sayı saymasını bilmezse, iddianame yazanlarda da fazla yetenek aranmaz.
Sonra da Öğretmen kalitesi düştü diyorlar.
Kalite, hangi dalda düşmedi ki?
***
Apronda deve keseni siz hâlâ irtica’yla karıştırın bakalım.
Hayır, değil.
İrticadan da beter.
Çünkü bir çöl kültürü bu.
Önce dil gitti. Dil gidince, zaten gerisini sayma artık.
Paylaş