Paylaş
Kim koydu oraya buraya?
Niçin koydu?
Ne zaman koydu? Ve - kimseye göstermeden - nasıl koydu?
Sahibi kim silahların?
Seri numaraları nereye kayıtlı?
Bunlar çalıntı mı?
Kaçak mı? Hediye mi? Hatıra mı? Yoksa eşantiyon mu?
- Bu silahlar nedir?
***
Miktarı mühim değil.
İster bir orduyu donatacak kadar çok olsun, ister bir taburu bile donatamayacak kadar az olsun.
Niye toprak altında bu silahlar?
Önce bir tez atıldı ortaya...
Dendi ki:
- Bir gün vatan toprağı işgal edilirse, halk işte bu silahlara sarılıp direnecekti.
Olabilir.
Neyin nerede gömülü olduğunu herhalde hurafelerden öğrenecektik...
Ve tabii işgal altında hiçbir teknoloji kullanamayacağımıza göre,
kazma küreğe sarılacaktık...
***
Bu tez, pek taraftar bulmadı.
Zaten de unutuldu gitti.
Sonra...
Bir başka tez atıldı:
- Bu bir tertip.
Yâni, birileri gömdü, sonra da bulmuş gibi yapıp silahları çıkardı.
Olabilir.
Ama gizli kalmaz ki bu.
Kalabalık bir ekip çalışması gerektiği için, sır saklamak mümkün mü?
Üstelik komşular uyuyor mu?
***
Derken... Birisi TV’ye çıktı racon kesti:
- Bu silahları ordu gömdü.
Olabilir.
Ama niye?
Iskarta diye mi? Depoda yer kalmadı diye mi? Yoksa bir gün sivil seferberlikte lazım olur diye mi, yoksa koleksiyon niyetine mi, niye?
Hangisi olursa olsun, eğer ordu gömeydi “Ben gömdüm” derdi. Demediği gibi muvazzaf subayların gözaltılarına izin bile veriyor.
***
Peki, nedir öyleyse bu silahlar?
İşte merak ettiğim tek şey bu.
Kim koydu bu silahları oraya buraya?
Niçin koydu?
Ve nasıl koydu?
Elbet birgün öğreneceğiz... Yâni 12 Eylül’de bulunan mebzul miktardaki silahlar gibi meçhul kalmayacak.
Ama şimdilik şu kadarını söyleyebiliriz:
- “Resmi bir himaye olmadan onları oralara gömmek mümkün değil.”
Paylaş