Ne takvimmiş bu

Yine darbe edebiyatı.

Açık oturumlar, tartışmalar, kavgalar...

Bıkmadınız mı?

Temcit pilavı gibi, her yıl aynı müsamere.

***

Sonuç?

Sonuç yok.

28 Şubat gelip geçecek, bu def’a da 12 Mart gelecek. Bir temcit pilavı daha.

O bitecek, 27 Nisan geyiği başlayacak. O bitecek, haydii, 27 Mayıs, o da bitecek, bu def’a 12 Eylül muhabbeti.

Ama yeter.

***

Nur topu gibi, iki yavrumuz daha oldu.

31 Mayıs, Gezi Direnişi.

Ve 17 Aralık Operasyonu.

Hiç boş yok.

Her ay, mutlaka bir darbe yıldönümü yaşıyoruz ve yaşatıyoruz.

Ne kadar da meraklıymışız.

***

Darbe kelimesini bu derece gündemde tutarak, nereye varabiliriz?

Unutuyordum. Bir de 7 Şubat Efsanesi var sahi.

Bir millet, en gözbebeği organı olan MİT’i, böyle bir tartışmanın içine atar mı??Bunu reva görür mü?

***

Hem darbe dönemleri bitti diyoruz, hem de darbeleri hâlâ anılarda yaşatıyoruz.

Halbuki hafızalarımızdan silip atmamız lazım. Darbe dönemleri ancak öyle biter.

Kaldı ki benim darbem - senin darben diye ne de güzel paylaşmışız.

Çocuklarımıza bırakabileceğimiz başka bir miras yok mu? Şehzade Mustafa’nın katledilmesi bile, bir Darbe Evhamı’nı çağrışım ettirmiyor mu?

Yeter yahu.