Paylaş
Mesela 1987’de Türkiye’nin yaptığı referandum, ayıplı bir soruyu içeriyordu:
- Siyasi yasaklar kalksın mı, kalkmasın mı?
Biz bu soruyu hiç utanmadan halk’a sorduk. Fifti fifti çıkan sonuçla da ikinci bir ayıp işledik.
* * *
- Falanca otel yıkılsın mı, restore mi edilsin?
Haydii, doğru referanduma.
- Sigara yasağı konsun mu?
Dooğru referanduma.
İşi büyüttüler, temel hak ve vicdan özgürlüğüne kadar herşeyi oylamaya sunuyorlar artık.
Tam bir halk dalkavukluğu bu.
Allahaşkına, topu topu kaç cami var İsviçre’de? Kaç yüz bin Müslüman var? Ne kadarı Türk?
* * *
Araplar da Müslüman.
Birazcık onlar düşünsün.
Ne diyor Egemen Bağış?
- Zengin Müslümanlar çeksin paralarını oradan.
Hay ağzına sağlık.
Ama çekmez bunlar paralarını oradan.
Bunlar giderler yine Cenevre’ye, pırlantalarla süslü maganda kol saatini 1 milyon Frank’a alırlar. 3-5 tanesini de memleketlerine götürürler. Ama saatçinin önünde gitar çalan müzisyene 5 Frank bahşiş vermezler.
* * *
Danimarka’nın karikatür ayıbına, ilk reaksiyon Türklerden gelir.
Aferin bize.
Ama Araplar da Müslüman. Biraz da onlar çıksın ortaya... Madem parayı kırbaç gibi kullanıyorlar, işte İsviçre, tam onların dişine göre.
Paylaş