Paylaş
İnsanın yüzüne gülerken birdenbire ateş eder. Bazen pusuya yatar. Bazen baskın yapar. Çoğu zaman arkadan vurur. Onun kitabında nizami çarpışma diye bir şey yoktur. Çünkü kalleş.
***
Lakin, kalleşin de kalleşi var. O da mayın. Korkaklığn sanayileşmiş hali. Rezilliğin toprağa gömülmüş olanı. Alçaklığın yer dibindeki uzantısı. Mayın... Savaşta bile ayıplanan, en aşağılık, en adi, en süfli madde. Kahpe mayın.
***
Bunları döşeyenlerin ve döşetenlerin kutsal bir amaçları olabilir mi? Allahaşkına şu laflara bakın: - Özerklik... Demokrasi. - Özgürlük ve Barış. Yahu bu derece insani değerler, insanlık dışı bir mahlûkat’ın ağzına yakışır mı? Ya da tersi: Böylesine insanlık dışı bir mahlûkat’ın, demokrasiyle ne işi olabilir? Al sana özgürlük. Alfabesi, kahpe mayın.
***
İşte muhatabımız budur. Terör bile mayının yanında asil kalır. Ama ne yazık, Öcalan’ı her gün sağlık kontrolünden geçirirken, yaralı bir Gazi’yi, Güneydoğu’dan ta Bursa-İnegöl’deki evine otobüsle yolluyoruz. - Canım, her gazi için birer ambulans tahsis edemeyiz ki. Evet, edemezsiniz ama 55 bin sığınmacıya gösterdiğiniz insanlık ve nezaketin yüzde birini gösterebilirsiniz.
Paylaş