Paylaş
Enteresan bir aydır Mayıs... Acı ve tatlı anılarla doludur.
***
Önce 1 Mayıs...
1977 kutlamalarında 36 can kaybımız, hâlâ içimizi yakıyor. Aradan 45 yıl geçtiği halde, Taksim Meydanı’ndaki o felaket, hâlâ esrarını muhafaza ediyor.
***
14 Mayıs’a gelirsek...
Demokrasinin başlangıç tarihidir. Geçen gün anlatmıştım... 14 Mayıs 1950... Hakim teminatı altında yapılan ilk genel seçim: Gizli oy, açık sayım.
***
19 Mayıs 1919...
Her şey o gün başladı...
Samsun, muhteşem bir zaferin müjdesini peşinen veriyor ve Türk milletine bağımsızlık yolunu açıyordu...
19 Mayıs, güneşin doğudan doğduğu ilk gündür.
***
27 Mayıs 1960 ise yüz karası bir takvim yaprağı...
Yassıada mahkemelerine kadar uzanan bir hukuk ve demokrasi cinayeti...
Kırıntılarına ve varislerine hâlâ rastlayabilirsiniz.
***
Ve tabii 29 Mayıs 1453...
Yeni bir çağ.
İstanbul’un fethi.
İmamoğlu’yla karıştırmayın...
O ikinci Fatih’tir.
Bu “iki kararlı lider” ne demişlerdi:
- Ya İstanbul beni alacak, ya ben İstanbul’u alacağım.
.......
Ne var ki Birinci Fatih İstanbul’u hiç terk etmemişti...
İkinci Fatih ise daha 3 yıl dolmadan İstanbul’u terk edip Ankara’ya yerleşmeye hazırlanıyor.
Bu olmadı işte.
- Yokluğunu hissetmeyiz inşallah.
Paylaş