İp meselesi

Öbür lider de çıkıp “kan akmadan olmaz” diye haykırırsa...

Bir başka mitingte de kalabalıklar “idam, idam” diye tempo tutarsa, bir öğretmen de çıkar, sınıfta çocuklara idam ipi dağıtıp fotoğraf çektirir...

İyi bir iş yaptığını zannederek.

Bereket, milyonda 1 böyle öğretmen çıkar.

O kadarı, her meslekte çıkar.

Sırf İrfan Ordusu’nda değil, Atatürk’ün Kahraman Ordusu’nda bile idam/infaz meraklıları görmedik mi?

Katliam

Avrupa, canlı bombaya karşıdır ama silahlı terör umurunda değil.

Nasıl ki kimyasal silahı insanlık dışı buluyor da, normal silaha hiç aldırmıyor... tıpkı onun gibi.

Yani katliam serbest.

Yeter ki silah, onun istediği cinsten olsun. Adı çağdaş uygarlık.

Halep

Gıda yok, su yok, yakacak yok, ev bark yok, ilaç yok... Kimse tedavi olamasın diye hastaneler bombalandı, çocuklar ve kadınlar yakıldı, erkekler kurşuna dizildi. Burası Halep.

Şerefsiz dünya, seyretti, kılını bile kıpırdatmadı, sadece çetele tuttu. Bunlara hukuk devleti deniyor. En büyük yalanları da insan hakları... Ne insanı? Sizin insan adayı, hatta aday adayı olmanız için 5 bin sene lazım.

Yeri gelmişken

Dönelim yine içeriye.

Trafik cezaları arttı.

Direksiyon başında telefonla konuşana ceza, sigara içine ceza, kemer takmayana ceza, ehliyetsiz olana, kırmızı ışıkta geçene ceza, ceza, ceza...

Bir dakika... Kendimi ihbar ediyorum.

Bu ayıpların hepsi bende mevcut. Lakin cezayı ödemek için yollarda sürekli trafik polisi arıyorum.