Paylaş
Hangi partiden diye sorardık.
-Hepsinden teklif var derdi.
-Hepsinden mi? Nasıl anlamışlar senin ilkesiz bir adam olduğunu?
Nitekim, hiçbir baltaya sap olamadı.
***
Şimdi ise, tam tersi, partiler ilkesiz davranıyor... Birkaç yabancıyı istisna kabul edebilir ve potanızda eritebilirsiniz ama kendi öz kadrolarınız dururken sürekli yabancı madde peşinde koşar mısınız?
Hem Demirelci, hem Ecevitçi, aynı zamanda da hem Türkeşçi, hem Erbakancı, hem Baykalcı nasıl olabilir bir insan?
Hilkat garibesi mi bunlar?
Yoo, öyle söylemeyin. Amaç “ne pahasına olursa olsun” ille kazanmaksa, gerisi teferruattır. Sahiden öyledir.
Açıklanmış aday listelerine şööyle bir bakıyorum da şaşıyorum. Beş benzemez... Ya da beşi bi yerde.
***
Halk’ta karşılığı olan diye de yeni bir cevher çıkarmışlar.
Nasıl ve nerden anlamışlarsa?..
Efendim, partiler, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Hayır, öyle değil... Vazgeçilmez adamlar partilerin yegane unsurlarıdır.
Bir de Kubilay Uygun’la dalga geçerler...Fırıldak Kubi diye... Yahu, partilerin hepsi ona kucak açtıysa Kubilay ne yapsın? Adamı paylaşamadılar.
Şimdiki parolamız bellidir beyler:
-Bize iyi bir Belediye Başkanı değil, seçimi kazanacak bir aday lazım, vesselam?
Peki sonra?
Sonrası Allah kerim.
Not:
Hakan Şükür’ün AK?Parti’ye girişi önemli bir olay değildi.
Ama AK?Parti’den ayrılışı çok önemli bir olaydır.
Paylaş