Paylaş
Kıran kırana bir mücadeleydi.
Kaybetti.
Peki Obama’da hiç mi bir kırgınlık izi kalmadı?
Herhalde kalmadı ki şimdi Hillary’e Dışişleri Bakanlığı teklif ediyor.
Ya da kırgınlığına rağmen onunla çalışmak istiyor.
Ne için?
- Amerika için.
İşte size milliyetçilik.
***
Diğer notumuz, krizle ilgili.
Türkiye’de ne kadar çok ekonomist varmış meğer... Hepsi birden ekranlara döküldü.
Ağızlarından da bal akıyor.
Halbuki böyle durumlarda az konuşmak lazım. Zira krizi ikiye katlamanın yolu panik’ten geçer.
O da düpedüz gevezelik’tir.
Kriz’den ziyade panik mahvedecek bizi.
Hükümetin umursamazlığı ile medya’nın telaşı, hiç birbirine uymuyor. Ah, Türkiye yine ifrat’la tefrit arasında gidip geliyor.
***
Bir not daha.
Seçim var ya, Belediyeler kesenin ağzını açtı. Öyle diyorlar.
Fena mı?
29 Mart’ta seçim bitecek ama bütün bu alt yapı hizmetleri millete kalacak.
Demokrasinin güzel tarafı bu.
4-5 yılda bir seçim olmasaydı, 60 yıldır Türkiye’de hizmet yarışı da olmazdı.
Meşhur laftır:
- Yapamayan gider.
Yerine, yapacak olan gelir.
***
Son not...
Çarşafa dair.
Eleştirilere çok sinirleniyor Baykal.
Haklıdır ama eleştirileri göğüsleyiş biçimi yanlıştır.
Mesela, diyor ki:
- Kıyafet Balosu mu yapıyoruz?
Hayır.
Maskeli Balo yapıyoruz.
Görüyorsunuz ki demagoji bitmiyor.
İfrat ile tefrit orada da çıktı karşımıza... CHP sağ’a açılmıyor, sağcılara açılıyor.
Paylaş