Paylaş
- Devletlerin ezeli düşmanı ya da ebedi dostu yoktur, sadece çıkarları vardır.
Anladık efendim. Vardır.
Ama “devlet ciddiyeti” diye de bir nesne yok mudur?
Dostluk, önce ciddiyet ister.
Düşmanlık, daha da büyük ciddiyet ister.
İkisi de kalleşliğe sığmaz.
***
Amerika bizimle -aynı anda- hem dost, hem düşman. Aynı anda diyorum, dikkat.
Hem hısım, hem hasım.
Hem stratejik ortak, hem görülmemiş bir kaypak.
Çıkarlarını elbet korusun.
Bir diyeceğimiz yok.
Ama devlet ciddiyeti sıfırlanmış durumda...
Hiçbir sözüne güvenilmiyor.
Halbuki düşman, önce saygın olur. Akılsız dost ise kimseye lazım değil.
***
Haysiyetli iş adamları, itibarlarını kaybetmektense servetlerini kaybetmeyi nasıl tercih ederlerse, aynı kural, “devlet ciddiyeti” için de geçerlidir. Süper devletleri küçülten, küçük devletleri ise yücelten başka bir ölçü var mı?
Son söz: Biz sana “Süper olamazsın” demedik ki...
Biz başka bir şey söylüyoruz.
KARAR MERCİİ
CHP Genel Başkanlığı için Kılıçdaroğlu’nun karşısında şimdiden iki çetin rakip var. Hasım değil, rakip.
Gerçi Kılıçdaroğlu’na yeni bir hız katmaktan ve hatta ona taze bir başlangıç yaptırmaktan öte
bir sonuç çıkmaz ama parti içi demokrasi adına hoş bir görüntü.
.........
Ne var ki...
Bin küsur delegenin değil, seçmenlerin iradesi geçerli olsaydı, adaletli bir yarış izleyebilirdik.
Bunu görmek hiçbir zaman, hiçbir partide bize nasip olmadı.
Öyle ki, bu sistemden Kongre Başbakanları bile çıktığına şahidiz.
SEFİRE
Elçin Gümrükçüoğlu, hatıralarını yazdı...
Ancak profesyonel bir yazar, mutlu bir hayatı, bu kadar güzel anlatabilir. Kitabın sayfalarıyla birlikte, beni bir dünya turuna çıkarmış oldu. Teşekkür ediyor, merhum eşi Rahmi Gümrükçüoğlu’na tekrar
rahmet diliyorum.
Sefire’yi okurken diplomasideki zerafet ve seviye’yi de görmüş olacaksınız. (Destek Yayınları)
Paylaş