Paylaş
Türkler emr-i vaki sevmezler.
Telkin, tavsiye, baskı gibi unsurlardan hiç hoşlanmazlar.
Nitekim... Gerek seçecek olanlar, gerek seçilecek olanlar, bu konuda çok sınav vermişlerdir.
***
Örnek mi istersiniz?
Mesela, vaktiyle, Faruk Gürler, niye cumhurbaşkanı olamadı?
Yine vaktiyle Kenan Evren’in telkinlerine rağmen, Turgut Sunalp niye seçim kazanamadı?
Çünkü “gel bakalım Muharrem”den hiçbir farkları yoktu.
***
Şimdi Mansur Yavaş’a da aynı muamele reva görülüyor. Neredeyse gel bakalım Mansur gibi bir şey.
Haa... İmamoğlu’nu soruyorsanız, onun durumu çok farklı... Fatih Sultan Mehmet’le beraber iki kararlı lider olarak aynı kaba konulması, onu şarefyâb ediyor olsa bile, bu benzetme çok insanı kızdırmıştır.
Hangi birini yazayım, yahu rahat bırakın şu Belediye Başkanlarını... Kafalarına öyle bir girdiniz ki, bilmem çalışabiliyorlar mı?
Paylaş