Paylaş
Çünkü mahkeme kararı. Ama eza? İşte ona kimsenin hakkı yok. Çünkü hukukta böyle bir şey yok. Mahkeme size hapis cezası verebilir. Amaç: Özgürlüğünüzü kısıtlamak. 3 yıl, 5 yıl, kaç yılsa işte, size sokağa çıkma yasağı koymak bu. Şeriatın kestiği parmaktır. Acımaz. Ceza’ya katlanacaksınız. Ama eza? Hayır. Çünkü eza, can yakma demek. Cevr demek. Cefa demek. Eziyet demek. Bunu hiçbir mahkuma uygulayamazsınız.
***
Sırf Şanlıurfa değil.?Yüzlerce hapishanede durum aynı: Ceza çeken mahkumlar, eza da çekiyor. Beş yıldızlı otel gibi olsun demiyoruz ama orta halli bir ev konforu şarttır. Medeni ihtiyaçlar mutlaka karşılanmalı. Aksi halde hergün bir tatsızlık.
***
Uzatmayalım. Suç işlemişsem, hüküm giymişsem, elbet hapishaneye girer, ne kadar bir süreyse işte, özgürlüğümü feda eder, ceza’ya katlanırım.?Ama üstüne bir de eza’ya katlanmamı kim isteyebilir? Kimin haddi bu? Efendim, caydırıcı olsun diye bu böyle. Olmaz. Kanunlar zaten caydırıcı... Yetmez mi? Hapishanedeki eza ise, işkencenin tam da uzantısıdır ki, sırf Türk Hapishaneleri’nin değil, Dünya Hapishaneleri’nin ortak ayıbıdır. Hem de bu çağda.
Paylaş