Eylül düşünceleri

Eylül ayı, nice kırılma noktalarıyla dolu.

6-7 Eylül olayları (1955) yüreğimizden hâlâ çıkmıyor.

Haberin Devamı

11 Eylül katliamı..

12 Eylül müdahalesi...

Bunlar, her yıldönümünde, biraz daha derinleşiyor.

Şimdi 16, 17 Eylül’e geldi sıra: Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın idamı, bir yüz karası olarak önümüzde duruyor.

*

Bilmiyorum Yassıada Hakimi Salim Başol yaşıyor mu?

Bilmiyorum Savcı Egesel ne oldu? 27 Mayıs’taki külli ayıbından gayrı bir de gitti 12 Eylül’ün danışma meclisi üyeliğine talip oldu... Bereket, bu pişkinlik, ihtilal konseyi tarafından reddedildi.

Peki, komutan yaşıyor mu? Yassıada Komutanı Tarık Güryay?

Hani şu, Yassıada’da yaptığı taciz ve hakaretleri, her gece rakı masasında ballandıra ballandıra anlatan Albay.

Yaşıyor mu acaba?

*

Hayır, vazgeçtim.

Hiçbirini merak etmiyorum. İster yaşasınlar, ister sürünsünler.

Haberin Devamı

Ama biri var ki, onu çok merak ediyorum. Nasıl bir mahlûk diye.

Nasıl, nasıl acaba?

Nasıl bir yaratık?

Kim?

İdama götürülürken sağlık kontrolü esnasında Adnan Menderes’e zorla prostat muayenesi yapan doktor.

Evet, Hakim’den Savcı’dan, Ada Kumandanından vazgeçtim. Ben o doktoru merak ediyorum sadece.

Acaba nasıl bir insan?

Yazarın Tüm Yazıları