Paylaş
Dönmek ister misiniz o yıllara?
Mesela:
- Buzdolabı yerine tel dolaba?
- Elektrik yerine gaz lambasına?
- Televizyon dizileri yerine mesela Direklerarası’na?
- Recep İvedik’ler,
Ata Demirer’ler yerine,
Hacivat - Karagöz’e?
Başka sorum yok.
Bunlara cevap verin yeter.
***
Ha, anladım.
Sizin eski ramazanlardan eski bayramlardan kastınız, herhalde şunlardır:
- Terbiye, sevgi, saygı, komşuluk, hatır gönül...
Ve de güzel gelenekler.
Ne gezer?
Ramazan pidesini bile özlemiş olacaksınız.
Haklısınız.
Eski lezzeti var mı?
***
Esasen eski-yeni kıyaslamasına ben karşıyımdır.
Eski nedir, yeni nedir?
Siyasette de böyle.
Eski siyasetçi vardır ama belki eskimemiştir, buna mukabil yeni siyasetçi vardır ama belki yenilikçi değildir.
***
Bu durumda elbet sormak lazım:
“Yeni” hiç bilinmeyen midir? Hiç denenmemiş olan mıdır? Bu, tercihe şayan mıdır? Yeterli bir özellik midir? Peki her eski sahiden eskimiş midir? Nereden bellidir? Başarı çizgisinin önemi yok mudur? Tecrübe’yi
nereye koyacağız?
***
Türk musikisinde öyle şarkılar var ki, 150 - 200 yıldır eskimiyor.
Batı müziğinde mesela 9’uncu Senfoni, hâlâ yepyeni. Rahmaninof’un bir konçertosu var ki, hâlâ yıldız.
Buna mukabil Tarkan’ın yeni şarkısı olan Geççek, hemen eskiyiverdi. Kendisi eskimez inşallah.
Nitekim Barış Manço yaşıyor.
Paylaş