Paylaş
Ve kendi kendime şöyle özetledim.
Laik kesim, durduğu yerde laikliği tartışmaya açtı... Hatta kumar masasına yatırdı.
Ve kaybetti.
Bereket öbür taraf “kazandım” diye ortalara fırlamadı. Bu bir.
***
İkincisi...
Birileri -bilmiyoruz hangi hakla- Atatürk’ü Atatürk”ten habersiz kaç def’a seçime soktu.
Ve kaybetti.
Bereket öbür taraf “kazandık” diye sokaklara dökülmedi.
***
Üçüncüsü.
Yine birileri pırıl pırıl Cumhuriyet?Kadınlarını kullandı. Milyonlarcasını meydanlara sürdü.?“Ordu Göreve” pankartlarıyla da Ordu’dan izinsiz gösteri yaptı.
Ve kaybetti.
Bereket öbür taraf “kazandık” diye bayram etmedi.
***
Peki 10 yıl bundan ibaret mi?
Hayır.
Ama hayat tarzımızın dokunulmazlığı için gösterdiğimiz hassasiyet sebebiyle, yukarıda saydığım noktalar, benim hafızamda ön plana çıktı.
Başbakan’ın konuşmasını bir başka gün değerlendiririz.
Bugünlük söyleyeceğim sadece şudur:
Hayat tarzımız, sürekli seçim kazananların iznine ve himayesine kalmamalıydı. Doğuştan iktibas ettiğimiz bu hak, bize bir lutûf gibi sunulamaz... Sebebiyet verenlere sitemlerle doluyum.
Bu konuyu burada kapatıyorum.
***
Bir de şöyle bir nokta var.
2023 hedefleri, her şeyden önce 2023’e kadar iktidar iddiası taşıyor. Ve Ana Muhalefet de sanki bunu kabullenmiş gözüküyor. Yani biz tek kale bir futbol mu seyredeceğiz?
Zor bir soru.
Bunu önümüzdeki 3 seçim gösterecek. 2013, 2014 ve 2015...
Ama her şeyden önce 2013 yerel seçimlerine dikkatinizi çekerim. İyi biliniz ki, 2013’ü kazanan parti, 2014 ve 15’i de kazanacak... Yani, Türkiye’nin seyir defteri şimdiden 27 Ekim 2013 tarihine kilitlenmiştir. Bunu unutmayın.
Paylaş