Paylaş
Davet sahibi olmayan insan “falanca bey, otelde benim davetlimdi” diye ortalara çıkar mı?
Daha da tuhafı...
Tamam, senin davetlindi...
Ama bu söylenir mi?
Centilmenliğe sığar mı?
***
Gelelim öbürüne.
Dubai’ye sahiden davetli olan insan, bunu inkar edecek kadar nezaketsiz olur mu?
Kaldı ki Ali Bey’in misafiri olmakla Demir Bey’in misafiri olmak arasında fark var mı?
Ortada bir mahçubiyet olmadığına göre, söyleyin bir fark var mı?
***
İşin maddi yanı böyle.
Gelelim öbür meseleye.
“Yargı kökenli iki saygın adam” sana elçi olarak gelmişse, bu açıklanır mı?
Kaldı ki iki elçi şart mı? Tek elçi yetmiyor mu?
Bu anlattığın, acaba dostane bir sohbet ve tavsiye olamaz mı? Saygın adamlara da zaten bu yakışmaz mı?
***
Görüyorsunuz ki, hepimiz aynı hastalığa yakalanmışız.
Ne ciddiyet var, ne ketumiyet var, ne bir nezaket.
Eh, bu kadar yüzgöz olduktan sonra, kimin doğru kimin yalan söylediği hiç mühim değil... Zaten yalan söylemek, bizde suç değil.
***
Bakınız.?Konu dağıldı, nerelere gitti.
Neyi konuşuyorduk biz?
17 Aralık mı?
Ohooo...
Bizde o hafıza var mı?
Paylaş