Birikmiş notlar

Fakat 3.000 Polis’in görevlendirilmesi canımı sıkıyor.

Nereye gidiyoruz?

1 Mayıs Mitingi’ne mi, Nevruz kutlamalarına mı, nereye?

Esasen oralarda polis bulundurmak, bizim yüz karamızdır. Bayram coşkusu’yla polis’in ne ilişkisi var?

Var.

Öyle hırçın insanlarız ki, tepemizde polis olmadan maç bile yapamıyoruz.

***

Laf polis’ten açıldı.

Öyleyse devam.

Biliyor musunuz? Yarınki derbi maçı’nın hakemi Bünyamin Gezer, bir polis.

13 yıllık polis. (Eşi de polis).

İşin en sevimli tarafı bu işte.

Saha dışındaki genel asayişi nasıl polis sağlayacaksa, saha içindeki kuralları da yine bir polis uygulayacak.

Hey çocuklar!

Hey, futbolcu kardeşler.

Ona göre oynayın.

Dikkatli davranın.

- Zırt pırt itiraz yok.

- El kol hareketi yapmak yok.

- Hakemin üzerine yürümek hiç yok.

Vallahi siz bilirsiniz.

Yoksa, polis’e hakaret’ten yanarsınız.

***

Şaka bir yana, öbür tarafta da ciddi bir olay var.

70 küsur yaşındaki Aragones Fenerbahçe’ye geldiğinde, bütün yaşlı erkeklerimiz moral bulmuştu.

Şimdi bir doping de 70 küsur yaşındaki Kalli’den geldi.

Koskoca Fenerbahçe ve Galatasaray, ihtiyar delikanlılar’a teslim edildiğine göre “yaş yetmiş, iş bitmiş” palavrasına artık inanmayın. Ve bu iki tonton adam’a teşekkür edin.

***

Birikmiş notlarıma bakıyorum.

Sırada musiki var.

Çok özlemişim.

Emel Sayın’dan bir Nihavent.

Muazzez’den bir Şehnaz.

Seçil Heper’den bir Hüzzam.

Lakin, üçünü birden nerede bulacaksın?

Buldum.

Bostancı Gösteri Merkezi’nde.

Acaba diyorum, yarın Fenerbahçe-Beşiktaş maçından çıkıp konsere yetişebilir miyim? Yok zannetmem..