Paylaş
Bir yandan ABD’deki dava... Bir yandan Man Adası iddiaları... Öbür yandan ekonomik abluka girişimleri...
Yetmiyor... Bir yandan da Afrin Operasyonu ile ilgili hazırlıklar. Bunlar sadece birkaçı, öbürlerini saymıyorum. AB ilişkileri zaten başlı başına bir bela.
***
Önce bir özür borcum var. Onu halledeyim: Dünkü yazımın sonunda Bülent Tezcan yerine, daha tezcanlı davranıp Özcan demişim.
Gerçi Tezcan’ın Öz olanı diye de algılayan nazik okuyucularım oldu ama yine de kendisinden özür dileyip yazıya öyle devam edeceğim.
***
Afrin çok mühim.
Çünkü Afrin’den ibaret değil.
O bölgede çok faktör, çok aktör var. O bölgede vekalet savaşları var, tuzak, taktik, kalleşlik, herşey var.
Kafayı işleten kazanacak. Silah, ikinci planda.
Bakalım, göreceğiz. Yüksek akıl mı sahiden yüksek, yoksa Türk zekâsı mı?
***
Ankara’ya dönersek...
CHP’deki belgelerin içeriği kadar, nasıl temin edildiği “bankacılık ciddiyeti”ne kadar uzanıyor...
“Ülkesini seven milyonlarca bürokrat var” cümlesi, gelenek haline gelmiş olan bu belge sızıntılarını izaha yetmez.
Yeter diyenler varsa, onlara Oray Eğin’in Habertürk’teki dünkü yazısını okumalarını tavsiye ederim.
Not 1:
Zarrab, yolladığı rüşvetlerin dekontlarını yargıca teslim etmiş.
Ne enteresan bir adam.
Demek ki, çoluğuyla çocuğuyla ABD’ye tatile giderken bile, belgeleri cebinde taşıyor.
Not 2:
Yakalanan çete için Emmanuel Macron ne diyor:
- Kaçakçılar Fransız değil, Afrikalı.
Ama futbol yıldızlarına gelince:
- Onlar Afrikalı değil, Fransız.
Paylaş