Paylaş
Ne güzel laf.
Ama bu ne demek?
Tam tercümesi:
- Şiddet, tek taraflı olmalı.
Biri öldürmeli, öbürü sadece kuzu kuzu ölmeli.
Biri taş atmalı, öbürü çiçek vermeli.
Niye?
- E çünkü şiddet’in karşılığı, şiddet değildir.
* * *
Bu rezillik yıllardır devam ediyor.
Polis orantısız güç kullanmış, yok olaylara müdahale etmiş, ay ne ayıp...
Bırakacak ki ortalık 6-7 Eylül’e dönsün.
Şimdi ne diyorlar, bakın:
Sokak hareketleri artacak.
Peki, polis ne yapacak?
- Rahatça yakıp yıksınlar diye göstericilerin başında bekçilik edecek.
Dalga geçmeyin.
Hiçbir devlet, sokağa teslim olmaz. Teslim almak isteyen, boyunun ölçüsünü alır.
* * *
Kafaya bakar mısınız?
Şiddet hiç olmamalı diyeceğine şiddetin karşılığı şiddet olmamalı diyor.
Bu yüzsüzlüktür.
Bu basit bir şark kurnazlığıdır.
Bu, el atından çocukları taş atmaya, vitrin kırmaya, araba yakmaya teşviktir.
Hadi aslanlarım diye sırtlarını sıvazlamaktır.
Bir de felsefe üretiyor:
- Şiddetin karşılığı şiddet değildir.
Nedir?
Nezakettir, öyle mi?
Ulan oğlum, sen giderken ben geliyordum.
* * *
Bu kafada olan kim varsa hepsine soruyorum:
- Sokak hareketleri karşısında Polis ne yapmalı, nasıl davranmalı?
Bir anlatın, ne olur?
Öneriniz nedir?
Benim önerim belli.
Diyorum ki:
- Avrupa Polisi, Amerika Polisi, Dünya Polisi nasıl davranıyorsa Türk Polisi de öyle davranmalı.
Siz ne diyorsunuz?
Anlıyorum:
Suç işleme özgürlüğünden yanasınız.
Tamam da, dün Dolapdere’de esnafın tepkisini gördünüz. Devletin boşluğunu başkaları doldurmaya kalkarsa ne olacak? Haydii, 30 yıl öncesine dönülecek, öyle mi?
Ondan sonra da:
- Ya devlet başa, ya kuzgun leşe.
Paylaş