Paylaş
İki blok’a da şirin gözükmeye çalışan dalkavuklar... Tarafsız rolü oynayan sahtekârlar.
Beri tarafta da, tabii gözünü budaktan esirgemeyen ucuz kahramanlar...
Ne yapsınlar? İkbâl ve istikbâl dilencileri.
Seçimin ertesi günü ise muhbirler, ihbarcılar ve haysiyet cellatları.
***
Öyle bir seçim bu... İnsanlar karakter imtihanı verecek.
Hiç şüpheniz olmasın ki, dürüst davrananlar sınıfta kalacak.
Fırıldaklar ise her zamanki gibi balkonda çubuğunu tüttürüp dalgasını geçecek.
***
İşin ahlak tarafı böyle.
Siyaset kısmına gelince...
Kim kazanırsa kazansın, rejim değişecek değil... Rejimi değiştirmek kimsenin haddi de değil... Anayasa’nın ilk 4 maddesi orada durdukça, cumhuriyetin kılına dokunmak imkansızdır.
***
Esasen Türk insanı, köklü değişiklikten hoşlanmaz. Gelenekçi tarafı daima ağır basar. Rejim şöyle dursun... Düzen değişikliği bile hep lafta kalmıştır. Düzeni değiştireceğiz diyenler kendileri değişmiştir.
Buna mukabil, Türk insanı reformcu hamleleri sever... Nitekim Özal’la başlayan ve devam etmekte olan değişim ve başkalaşım, ülkeye yepyeni ufuklar getirmiştir.
***
Şuna seviniyorum.
En tutucu kurumlar bile istemezükçülük’ten artık vazgeçmek üzeredirler.
En azından öyle gözükmeye mecburlar.
Şimdilik bu kadarı yeter.
Fazla üzerlerine gitmeyin.
Paylaş