Akılda kalan

Paylaşılamayan futbolculara döndü.

Bizde transfer vakti, rakipten kaçırılıp gizli bir yerlerde muhafaza edilen futbolcular vardı hani...

Tehlike geçinceye kadar koruma altında tutulurlardı.

Tıpkı onlar gibi.

***

Ama zorla olur mu yahu? Futbolcu’nun hiç mi şahsi iradesi yoktu?

Onun gönlü olmasa kaçırılmaya rıza gösterir miydi?

Futbolcu dediğim de çetin ceviz’di ha...

Onu ona rağmen kaçırmak mümkün müydü?

Hem de milletin gözü önünde?

Burası dağbaşı mıydı?

***

Neydi o transfer mücadelesi... Neydi o günler?

Sonunda iş tatlıya bağlanırdı.

İki taraf da neticeyi kabullenir, futbolcu da değerini artırır ve hiçbir şey olmamış gibi yeni bir forma giyip taze bir başlangıç yapardı.

Ama daha iyi futbol oynayarak.

Alkışı daha da hak ederek.

G

Şüphesiz, İmamoğlu meselesi de tatlıya bağlanacak.

Hatta bulunmaz Hint kumaşı gibi, İmamoğlu daha da kıymete binecek.

İstanbul’da kalırsa, bu şehire belki yepyeni bir sevdayla bağlanacak... Yok İstanbul’da kalmaz da adaylığa terfi ederse, siyasette belki başka tırmanışlar arayacak...

Haa... Belki de babadan oğula intikal’le, CHP’nin yeni lideri olacak...

Ne ise ne...

Onda acayip becerikli bu yapı oldukça, mutlaka bir yerlere varacak.

***

Acayip becerikli dedim.

Evet...

Çok acayip.

Öyle acayip ki, yeteneklerini ve hasletlerini gizlemeyi çok iyi biliyor... Liyakat sahibi olduğunu millete hiç belli etmiyor.

İnşallah hayırlı bir evlat da çıkar.