Paylaş
Buna, asla misilleme olarak bakmıyorum. Kesici, çizgi değiştirmemiş, bilakis, gittiği parti, Kesici’nin çizgisine yaklaşmıştır.
Ertuğrul Günay’ın durumu da öyle.
Bana sempatik geliyorlar.
Çünkü ben, İlhan Kesici gibi solcuyu ve de Ertuğrul Günay gibi sağcıyı severim.
*
Nazlı Ilıcak:
Demokrasi’nin çılgın bir savaşçısı. Bu yüzden başına gelmeyen kalmadı. Mesleğinde bile nice handikapla karşılaştı. Elit çevreden gelen tepkilerle boğuştu. Kaybettiği arkadaşları bile oldu.
Bu yüzden sanırım ahde vefa’yı hak’etmiştir.
Mücadeleci, takipçi, cesur, çalışkan ve disiplinlidir. Parlamento için büyük renk ve kazanç olacak. Bütün meziyetlerini saysam “arkadaşını kolluyor” derler. Yalan değil...
Tam 37 yıllık arkadaşım.
Bu sütunu o’na daima açık tutacağım.
*
Ali Yağız Dağlı:
Büyük birikim ve deneyimini siyasete taşıyarak memleketiyle ödeşmek isteyen bir bilge kişi.
Hukuk’ta, savunma kurumu’na saygınlık kazandırmak için verdiği mücadele, meclis komisyonlarına modern argümanlar getirecek.
*
Mine Çubukçu:
Kadın eli’nin değdiği yeri, en güzel sergileyen örneklerden biri... İnanılmaz bir enerjiyle yıllardır verdiği emek, şimdi ciddiyetin zaferi olarak siyasete yansıyor.
.........
Faruk Çebi:
Orman Yüksek Mühendisi.
İstanbul Bölge Müdürlüğü sırasında 1 metrekare orman sahasının
bile tahribine izin vermedi. Ve farkındaysanız İstanbul’da yangın sezonları kapandı. 5 milyon adet fidan, onun hatırasıdır.
*
Bugünlük bu kadar.
Gelecek hafta, başka adaylara değineceğim.
Asla taraf tutmadan, size onları tanıtabilirsem “Türkiye’de kolay kolay adam yetişmiyor” vecizesini yıkıp bari “yetişenlerin hakkını” teslim etmek istiyorum.
Paylaş