Bu da sorulur mu?
O gemi, İsrail - Hamas savaşını körüklemeye geldi.
Akan kan yetmiyor.
Amerika daha da kan aksın istiyor.
Bundan zevk alıyor.
***
Burnunu nereye soktuysa orayı perişan etti bıraktı.
Sonra da çekip gitti.
- Kabahat bizimkinde (Netanyahu’da) kaç yıldır adamlara hayat hakkı bırakmadı... İbadetlerine bile izin vermedi.
Sonra da ekliyor:
- Kediyi kapalı odada dövmeyeceksin.
***
Böyle düşünen başka Yahudiler de var mı bilmiyorum ama şimdi bunları tartışacak halde değiliz... Ortada bir cehennem ateşi var... Önce bu yangın sönmeli... İki tarafta da yüzlerce ölü, binlerce yaralı...
Bunlar insan yahu, insan...
***
Ne güzel laftır şu:
Alsınlar.
Lakin değişen nedir?
Eski yönetimlerin duruşu, üslubu, tarzı, tavrı ve en mühimi de kafası değişecek mi? Tek cümlede özetlersek: Milletle sürekli ters düşmekten vazgeçilecek mi?
***
Mesela, değişimciler, en azından:
- Dışarıya karşı
Türk Devleti’nin yanında duracaklar mı?
- Milletin milli duygularına katılacaklar mı? Örfüne âdetine, geleneğine göreneğine ve inançlarına saygı gösterecekler mi?
Yine oylama yapılacak.
......
Bundan önceki tezkereye hayır diyen siyasetçiler oldu. Eğer hayırcılar kazansaydı, Mehmetçik bu operasyonları yapamayacak ve Suriye’deki terör odakları Türkiye’ye tekrar yerleşecek, ülkemiz savaş alanına dönecek, millette güvenlik ve huzur kalmayacaktı.
Şimdi yeni tezkere geliyor.
*
Sayın milletvekilleri.
Muhaliflik tatlı meslektir. Sırtınızda küfe yok. Muhalefetinizi yine yapınız.
Ama mevzubahis olan vatansa, muhalefet neye yarar?
***
Yabancıların kongreleri nasıl geçer bilmiyorum ama bizde her partinin kongresi genel olarak böyledir... Orada savaşa gider gibi bir heyecan yaşanır. Yerli ve milli kelimelerinin kaynağı
ilk orada görülür.
***
Tabii, arada yerli ve milli kavramlardan nasibini almamış partiler de vardır... Pardon, partiler değil, partilere gökten zembille inmiş yöneticilerden bahsediyorum: Onlar bile böyle kongrelerde, kendilerini aşıp, demokrasi sevdasıyla coşan tribünlerin heyecanına kapılarak terbiye olurlar.
........
Olurlar da, ne var ki kongreleri bitip sokağa çıkınca, yine bildiklerini okurlar, teslimiyetçi mizaçlarına dönerler.
Ve tribündeki o vatansever seçmenler, yıllardır niye seçim kazanamadıklarını bir türlü anlayamazlar.
Nefsi müdafaa Amerikalılar için hukuki bir hak’mış: SİHA’mızı böyle vurdular.
Peki, bu hak, bizde yok mu? Canımıza kasteden eşkıyaya karşı
biz bu hakkı kullanamaz mıyız?
........
Bu ne büyük bir utanmazlık ki,
ta okyanus ötesinden gelip Suriye’nin bir köşesinde uçuşa yasak bir bölge ilan ediyorlar? Nedir? Bu da coğrafi bir hak mı?
***
Artık pişkinliğin burcuna tırmanmış durumdalar. Daha ötesi yok. Ne diyorlar?
YPG tesisleri civarında, tenekelerle petrol ticareti yapan 3’üncü taraf o paragöz yabancı subaylara son ikazımızdır:
YPG’yi PKK’yı vuracağız. Siz çekilin oradan, uzak durun... Ayak altında dolaşmayın.
.........
Ve günah bizden gitti.
Siyasi gündem
Şimdi dönelim siyasete...
Fazla değil, kısa kısa bazı söyleyeceklerim var:
Sınır ötesi tezkere muhalifleri şimdi kontrpiyede kaldılar... Mehmetçik’in tarafını tutsalar ayıp olur... En iyisi Mehmetçik’le eşkıya arasında bari tarafsız kalsalar da alkışlasak.
Gerçi merkez oynaktır. Durum sık sık değişir ama şimdilik kaydıyla gördüklerimi yazayım.
Nereden başlasam?
***
İYİ Parti, yeni bir güzergah aramaktan vazgeçti... İyi etti... Onun doğal hali zaten en doğru güzergahtı. Tekrar oraya yönelmesi, isabetli bir karardır. Yolu açık gözüküyor.
***
AK Parti yüksek bir performans sergiliyor... Üstelik yedek kulübesi zengin... Her nöbet değişimi taze bir başlangıç gibi... Bu sebeple, çalışma hevesi ve heyecanı tükenmedi... Düzgün bir çizgi yakaladığı, yaygın bir kanaat...
***
MHP, ülkenin sigortası olmaya devam ediyor. Puan cetvelinde kaçıncı olursa olsun, birinci kadar etkilidir.