- Pardon çıkalı eşekler çoğaldı.
Hım... Demek ki ‘pardon’ demeyi yeni öğreniyorduk... Demek ki ‘pardon’ kelimesi pek modaydı.
Gerçi günahsız eşeklere hakaret vardı ama işin o tarafına kimse bakmazdı. Ayağınıza basıp sonra da pardon diyenlere yeni bir tepki biçimiydi herhalde:
- Pardon çıkalı eşekler çoğaldı.
*
Şimdi de bir özür dileme ve özür bekleme salgını yaşıyoruz.
Allah aşkına... Özür dilemekten kim ölmüş ki?
Dile... Sabahtan akşama kadar özür dile.
Bizim Cumhurbaşkanı, ABD Başkanı’nın elini öpmek için bir hamlede bulunmuş... Muş... Fotoğrafın dondurulmuş anlık görüntüsü böyle.
Yani, hile...
Öf... Büyük gazetecilik.
Batının siyasetçileri nasıl utanmazsa, gazetecileri de utanmaz.
NATO Zirvesi’nden bula bula verdikleri flaş haber bu... Kariyerleriyle gayet orantılı.
***
Zirvenin ciddi tarafına gelince...
Girip çıktığı her yerde insanlar tempoyla bağırıyor:
- Başbakan Ke-mal...
Yahu Başbakan değil Cumhurbaşkanı Kemal.
Hayır...
- Israrla Başbakan Kemal.
***
Demek ki Parlamenter Sistem’in Kemali o...
Gerçi o sistemde girdiği her seçimi kaybetmiştir, başkanlığı dürbünün tersiyle bile görmemiştir ama demek ki seçmen şimdi nâdim olmuştur. Onu başbakan yapmaya nihayet karar vermifltir.
Bu da geldi, - yine - geçiyor işte.
Yapılacak açıklamalardan- yine - öğreneceğiniz o şaşmaz bilgiyi, ben şimdiden size özetleyeyim:
- Faydalı bir görüşme olmuştur. İki ülkenin dost ve müttefikliği tekrar teyit edilmiştir.
İflte o kadar.
***
Bu zirve, Joe Biden için iyi bir spor...
Hem de hoşça vakit.
Ne olacak ki?
Konuşacak ne kaldı?
Eğer Joe Biden, S-400’lerden hâlâ söz edecek olursa ne söyleyecek?
- Hangara kaldırın bunları sıfırlayın.
Bunu diyecekse, egemen bir milletin onuru hakkında hiçbir şey bilmiyor demektir ki bulunduğu makama yazık.
***
Eğer diyecekse ki:
- YPG, PYD, Suriye, Doğu Akdeniz, Libya, Ege, Yunanistan, Azerbaycan, zart zurt... Vallaha “Öğren de gel” diye avazım çıktığı kadar bağırasım gelir.
***
- Alçak, ahlaksız, şerefsiz.
Bunlar demode oldu.
Zaten etkisi de kalmadı, yahu cancağazım, şimdi küfür etmek lazım. Ana avrat dümdüz gideceksin ki kültürlü biri olduğunuz anlaşılsın.
*
İsmet Paşalar, Demireller, Özallar, Ecevitler yaşasaydı, bugünkü siyaset lügatına şaşar kalırlardı.
İsmet Paşa’nın en ağır lafı:
- Hadi canım sen de idi.
Demirel’in en ağır lafı:
Dedi ama geç kaldı.
Ondan önce diyen var.
Hem de sırf katil değil...
“Seri katil” diyen.
Olmaz ilaç
“Başka çarem kalmadı.”
Ne demek bu?
İki gündür düşünüyorum. Acaba önünde bir cümle daha vardı da Kemal Bey eksik mi söyledi?
“Seçim seçim” diye feryat ediyor Kılıçdaroğlu.
Vallaha seçim isteyen çok siyasetçi gördüm, çok lider gördüm ama yalvararak seçim isteyenini ilk defa görüyorum.
“Başka çarem kalmadı” ne demek?
Üstünde hangi görev var ki, seçim son kozu olsun?
***
Bağırıyor Kemal Bey:
- Ey anneler babalar. Seçim, seçim, seçim.
- Yahu ne oluyor kendine gel.