5 yıl sonra

5 yıl ne çabuk geçmiş.

Ve neler değişmiş.

Eşi’nin elini sıkmamak için, protokoldeki yerini terkeden subaylar vardı. Şimdi ise Çankaya’da Eş’li Resepsiyonlar var...

Resmi Hayat normale döndüğüne göre, başörtüsü konusunda ciddi bir uzlaşma sağlanmış demektir.

***

Türkiye, birçok meselesini böyle sessizce çözebilir.

Kürt meselesi dahil her şeyi çözebilir.Dünyanın sonu zannettiğimiz gelişmeler, tatlı son’a bağlanınca, hiç de dünyanın sonu olmadığı görülecektir.

Nitekim görülüyor. 10 yıl önce Ahmet Kaya’yı yuhalarken, bugün bakıyoruz ki Kürtçe şarkılar, güzel kliplerle süsleniyor.Üniversitelerde özel bölümler açılıyor. Kürtçe seçmeli ders olarak müfredata giriyor. TRT Şeş, 24 saat Kürtçe yayın yapıyor. Hiç de dünyanın sonu değil. Kıyamet falan kopmuyor.

***

Daha da ileri gidebiliriz.

10 yıl önce- 5 yıl sonra dediğimiz gelişmeler, huyumuzu havuzun suyu gibi değiştirebildiğine göre, boşuna kavga ediyoruz. Zira

10 yıl önce “suç” olan şey, 5 yıl sonra “hak” oluyor. Düşünün, Kürt kelimesini telaffuz dahi edemediğimiz günlerden, şimdi nerelere geldik.

Bu bakımdan, Abdullah Gül’ün kaydettiği mesafe ve sabırlı bir yöntemle verdiği o düzgün mücadele, kimsenin gözünden kaçmamalı.

28 Ağustos 2007’de Cumhurbaşkanı seçildiği gün neler konuşuyorduk, bugün 28 Ağustos 2012’de nerelerdeyiz.

Not: Kısa bir tatil için izninizi istiyorum.