Düşünüyorum da... Kemal Burkay kimbilir nasıl buldu Türkiye’yi?
Haberin Devamı
Çünkü o gittiğinde, Atatürk Hava Limanı, küçücük bir mekândı. TEM ve ikinci köprü yoktu. İstanbul böyle yeşil değildi. Kaç tanecik otel sayabilirdiniz?
İkitelli diye bir yer oluşmamıştı. Medya Plaza’lar türememişti. Döviz yasaktı. Yabancı sigara ve içki bulundurmak suçtu.
Televizyon, tek kanal ve siyah beyazdı. Kağıt paralar bol sıfırlıydı.
Acaba ihracat ve ithalat ne kadardı?
Cep telefonu, internet falan zaten hayaldi de, henüz faks bile yoktu. Teleks için kuyruktaydık. Metro mu dediniz? Şakaydı.
***
Saymakla bitmez.
Demek istediğim kısaca şudur:
-Türkiye’yi Kemal Burkay’a sormak lâzım.
Çünkü o gittiğinde...
Büyükşehir Belediyeleri henüz kurulmamıştı.
Parkotel yıkılmamıştı.
Sahildeki kazıklı yollar yapılmamıştı.
Kuruçeşme, odun ve kömür depoları’yla doluydu. Boğazda kaç tanecik tekne vardı? Futbol sahaları çim değildi. J. Derwall bile henüz gelmemişti. Süleyman Seba, Beşiktaş’a henüz başkan olmamıştı.
Haberin Devamı
Çetin Emeç en parlak yıllarını yaşıyordu. Uğur Mumcu harikalar yaratıyordu.
***
Tabii ki sormak lâzım.
-Nasıl buldunuz Kemal Bey?
Çünkü o gittiğinde...
Kürt kelimesini kullanamıyor ve yazamıyorduk.
Şimdi diyorum ki:
-Hoş geldiniz Kürt Siyasetçi... Hoş geldiniz Kürt Aydını... Hoş geldiniz Kürt Yazar.
Kemal Hoca.
İyi ki geldiniz.
İnşallah beraberinizde engin bir demokrasi de getirdiniz.