Paylaş
20 yıllık Metro çalışma hayatımda perakende sektöründeki pek çok ‘ilki’ hayata geçirmemin verdiği deneyim ile ‘yeni normal’ perakende sektörünü, grossmarket modasını ve gıda perakendesinin geleceğini sizler için yorumlayacağım.
2019’u 170 milyar Lira ciroyla bitiren gıda perakendesi geçen yılı %7 büyümeyle tamamlarken, e- ticaretteki gıda satışları % 40 arttı. Maliyet artışını yönetmeye ve verimliliğe odaklanan gıda perakende sektöründe son yıllarda format savaşları hızlandı. Son yıllarda indirim marketlerin hızlı büyümesi sektördeki dengeleri değiştirdi. Şok 7 Bin, Bim 8 Bin, A 101 ise 9 bin şube sayısını geçerken, Migros 2.150, CarrefourSA 650 şubeyi geçti. 2026 yılı sonuna kadar indirim marketleri yüzde 50 büyümeyle toplamda 36 bin mağazaya ulaşacak.
Toplam 38 milyar TL cirosu bulunan yerel zincirlerde kârlılık sorunu devam ediyor. Bu da onları yeni formatlar denemeye zorluyor. Formül basit aslında ; semt pazardaki çeşitliliği ve tazeliği sunacak, bakkaldaki samimiyetle ulusal marketlerdeki kurumsallığı birleştirecek, tüccar bakış açısıyla nakdi yönetecek, ama her şeyden önemlisi müşteri gözüyle bakacak bir format başarılı olabilir.
TÜRKİYE’DE İLK GROSSTürkiye’nin ilk toptan mağazası Tespo tabelasıyla 1989 yılında Marmaris’te açılmıştı. İkinci örnek 1990 yılında İstanbul’a gelen küresel marka Metro idi. Üçüncü örnek ise 2002 yılında faaliyete geçen Bizim Toptan’dır. Ankara’da Gimat Toptancılar Çarşısı’nın ve İstanbul’da Rami piyasasının kurumsal bir karşılığı ile başta Ankara ve İstanbul‘da yerel zincirler markalarının başına getirdikleri ‘gross ‘ ünvanıyla yeni bir rekabet ortamı, yeni bir format marketçiliği başlattılar.
Ankara’da bu formatı başarıyla yapan Anka Gross, City Gross, Nev Gross, Gimsa’yı, İstanbul’da ise Has Gross, Anpa Gross, Ensa Gross, Yılmar Gross örneklerini verebiliriz.
Birkaç yıldan buyana son günlerde hayatımıza giren İste Gelsin, Getir, Bana bi, Migros Hemen, Marketyo gibi telefon uygulamaları da perakendede önümüzdeki on yılı şekillendirecek gibi gözüküyor. Pandemi döneminde bu tür yatırımların daha da büyüyeceğini, geleceğin alışveriş trendi olacağını söyleyebiliriz. (Bu konudaki öngörülerimi daha önce Düşük Temaslı Ekonomi yazımda daha detaylı belirttim. Link :
BURSA’DA İLK YEREL GROSS
Bursa’da Metro’dan sonra açılan ilk yerel gross marketin, öğretmenlik mesleğini bırakarak ticarete atılan ve bu konuda çok başarılı olan Ömer Zirekoğlu’nun kurduğu Özpaş olduğunu söyleyebilirim. Hakkını teslim edelim. Halen bildiği doğrularla ticaret yapmaya devam ediyor.
Yerel marketlerden daha öncesinden beklediğim hamle, geçtiğimiz günlerde Özen Grup’tan geldi. Özen Grup, gıda perakendeciliğindeki 25’inci yılını kutlamaya hazırlanırken grossmarket konseptini hayata geçirdi. Mağazacılıkta konsept değişimine giden grup, Özen Gross markası ile ‘toptan fiyatına market’ konseptini ekim ayında devreye aldı.
Yakın tarihlerde Seyhanlar market zinciri de ‘Gross16 ‘adıyla 2 şube açarak Bursa’daki grossmarket rüzgarına o da katıldı.
Bu yeni oluşumların, şehrimizdeki gıda perakendesine önemli bir alternatif ve hareket kazandıracağına, yatırımların karşılığının fazlasıyla almalarını temenni ediyorum. Her iki markanın şubelerini ziyaret ettim. Grossmarket konseptinin başarılı olabilmesi için aşağıda belirteceğim konulara dikkat edilmelidir.
GEZDİM, GÖRDÜM, NOT ALDIM
Bursa’da açılan yerel grossmarketlerin, en çok eski konseptlerine göre farklılaşan dekorasyon ve ürün gamları dikkat çekiyor. Taze bölümlerin genişliği, yüksek raf ve güçlü ürün teşhirleriyle, ürünlerin çeşitliliği ve miktarıyla müşteriye verilen ‘güven’ veriyor.
Grossmarketlerin biz tüketicilere olan faydaları ve diğerlerinden ayıran farkları şunlardır:
-Grossmarketler alırken peşin veya kısa vadeli şartlarla mal aldıklarından biz tüketiciler için uygun fiyatlı adres olabilirler. Ürünleri ister toptan fiyatına tek tek alabilirken, isterseniz de koliyle veya kasayla da alabiliriz.
-Spot alım nedeniyle geniş bir müşteri kitlesince takip edilirler. Çevredeki küçük esnafın da koliyle mal alabileceği, eksiklerini giderebileceği bir adrestirler.
-Geniş ailelerin ve toplu alışveriş yapan geleneksel ailelerin adresidirler.
-Müşteriye büyük ve çoklu alıma özendirirler. Ürünlerde büyük ambalaj ve kolili seçenekler müşteriye avantaj sunar.
-Taze ürün gruplarında çevredeki lokantanın büfenin ihtiyaçları analiz edilerek ürün gruplarına eklenmelidir. Bu müşteri gruplarıyla bağ kurulmalı, sadakat kartları ve CRM üzerinden takip edilmelidir.
-Koli ve büyük ambalajlar ile yaratılan extra stok maliyeti, düşürmek isteyip de düşürülemeyen personel ve genel gider maliyetleri, büyüyen metre kare maliyetleri, müşterilerinden gelecek adrese teslim baskısı, her geçen gün artan fiyat ve hizmet rekabeti, bir taraftan indirim marketleri diğer taraftan sanal marketlerin fiyat baskısı grossmarket formatını zorlayacak etkenlerdir.
-Hazır ve pişmiş yemek gruplarını daha da geliştirmeliler. Amerika’da ziayeret ederek gördüğüm Whole Foods, CarreforSA’nın başarılı uygulaması Lezzet Arası konsepti gibi hazır pişmiş yemek alanları grossmarket formatına dahil edilmelidir. Azerbayca’da marketler pişmiş mantı, pişmiş balık, gözleme, döner satışlarının olduğu gibi…
-Grossmarketlerde gıda dışı grupları çok az, mutfak malzemeleri, giyim, hızlı tüketilen ev eşyaları olmadan olmaz.
GIDADA E-TİCARET TEHDİT Mİ?
Ulusal markalar ise son dönemde mağaza açmanın yanı sıra e-ticaretle büyüyor. 2019’un ilk dokuz ayında 4,6 milyar lira ciroya ulaşan CarrefourSA, e-ticarete odaklanan şirketlerden biri.
Online marketini mayıs ayında yenileyen şirket, satışlarını da yüzde 86 oranında artırdı. Şirket, cironun içinde yüzde 1-2 arasında olan e-ticaretin payını iki yılda yüzde 5-10 seviyesine getirmeyi hedefliyor.
2019 için 250 milyon TL yatırım bütçesi ayıran Migros, bu bütçenin 80 milyon lirasını dijitalleşmeye ve verimlilik projelerine harcayacak.
Migros Sanal Market’in bugün 2 milyonu aşkın kullanıcısı var. Büyüme oranı şirket büyümesinin 3-4 katı seviyesinde. Şirket, MKolay ve Migros Hemen gibi uygulamalar geliştirdi. Migros Hemen ile 20 dakikada adresine istediğin ürünü getiriyor. Yakında geniş otomatlarla hızlı tüketim ürünleriyle metro duraklarında ve her köşede karşınıza çıkabilir.
Banabi, 1 yıl içerisinde 6 ilde 650 bin kullanıcıya ulaşarak 5 milyon siparişe ulaştı. Getir ise, ‘yemekgetir’ ve geniş market alışverişi için ‘büyükgetir’ markalarını yaygınlaştıracak. Şimdilik bu tür uygulamalar 20-30 dakikada teslimat sözü veriyor. Getir 24 saat hizmet veriyor.
Ayrıca gıdada bir tıkla kapınıza kadar ürün getiren Hepsi Burada, N11, Trendyol, Kapgel, Bakkaldan, Glova gibi markalar da çeşitli marketlerle anlaşarak hizmet veriyor.
Global e-ticaret satışının, toplam perakende satışına oranına göz attığımızda, e-ticaretin 2017 yılındaki payının %10.20 olduğunu görüyoruz. Her ne kadar geçtiğimiz yıllarda bu oran büyümüş ve önümüzdeki yıllarda büyüyeceği öngörülüyor olsa da, pazar hacminin arttığını düşündüğümüzde, e-ticaretin büyümesi gibi, fiziksel perakende de büyümesini sürdürüyor.
Perakende için kıyamet olarak tabir edilen e-ticaret, çok şükür ki ; kısa dönemde perakende için kıyamet derecesinde bir risk teşkil etmiyor.
Paylaş