Paylaş
Türkçemizde “Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak” diye bir güzel bir söz vardır.
Dilerim Türkiye, bu referandumla yağmurdan kaçarken doluya tutulmamıştır.
Çünkü, saygıdeğer birçok anayasa hukukçusu, halkın kabul ettiği değişikliğin 12 Eylül Anayasası’ndan daha geri ve daha antidemokratik olduğu görüşünde...
Sonuçlarını bir süre sonra hep beraber göreceğiz!
* * *
Şimdi, birçok kişi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na hücum ediyor.
Gerçi Kılıçdaroğlu’nun önemli hataları, eksik yanları var ancak “Yiğide vur, ama hakkını ver” derler... Evet, biz de vuralım fakat hakkını da teslim edelim.
Kılıçdaroğlu, haftalarca “Hayır” kampanyasını yürüttü, kaderin garip bir cilvesi olarak kendisi “Hayır” diyemedi. Bir hata, bir ihmal sonucu oy kullanamaması, mizaha elverişli bir konudur ama bu ironik durum ondan çok, ilgisiz, gevşek, tembel CHP örgütünün ayıbıdır. Liderlerinin içtiği suyu, yediği yemeği, oturduğu yeri, saat kaçta yattığını, kaçta kalktığını, her şeyi izlemeleri, bilmeleri gerekirdi.
Bunu yapmayan bir örgüt, bir gün iktidar olursa, koca ülkeyi nasıl yönetecek?
* * *
Kılıçdaroğlu’nun hatalarına gelince:
Referandum kampanyası sırasında, durup dururken “genel af”tan bahsetmesi büyük bir gaftı. Bir kısım insanlar “Aman Allah’ım, bunlar Apo’yu bile affedecek!” diye endişeye kapılırken bu vaat, affın muhatapları üzerinde hiçbir etki yaratmadı. İnanmadılar çünkü!
Kılıçdaroğlu’nun, yine bir başka tartışmalı konuyu ele alıp “Biz türban sorununu halledeceğiz!” diye gürlemesi de yanlıştı. Bu sözler laik kesimde tereddüt yaratırken, öbür tarafta hiçbir etki yapmadı. İnanmadılar çünkü...
İki çıkış da, ürküttüğü kurbağaya değmedi!
* * *
Bunların dışında Kılıçdaroğlu başarılıydı. Çok çalıştı, büyük çaba sarf etti “Yüzde 42 ‘Hayır’ oyu” büyük oranda onun çalışması sonucudur ve bu asla küçümsenmeyecek orandır.
Başta MHP olmak üzere diğer partiler referandum kampanyasında yok gibiydiler...
Meydan mitingleri yapmayan Devlet Bahçeli, sadece iftar sofralarında kükredi!
AKP, referandumun net galibidir. Yüzde 58, iktidara güvenoyudur. Ancak...
Devletin tüm imkânlarının kullanıldığı, paranın su gibi akıtıldığı, denk olmayan, eşitsiz kampanyanın sonucunda farkın daha fazla olması gerekirdi.
Referandumda “Evet”in kazanması için en az yüzde 50.01 oy şarttı. Sonuç 57.88 çıktı. Zorunlu oran yüzde 7 küsur aşılmış oldu. Harcanan yüz milyonlarca liranın yarattığı fark bu!
Demokrasi güçlü ama para daha güçlü!
* * *
Sandıktan çıkan sonuca bakılınca, referandumun 3’e böldüğü bir Türkiye görülüyor.
Bölgeler arasında büyük görüş ayrılığı var. Batı’ya daha yakın olan kentler, Akdeniz ve Ege sahilleri “hayırcı”.
Büyük kentlerin varoşları, Orta Anadolu, Karadeniz ve Doğu Anadolu, “evetçi”.
Güneydoğu Anadolu büyük oranda “boykotçu”.
* * *
A&G Araştırma Şirketi’nin Hürriyet için yaptığı araştırmadan çıkan ilginç bir sonuç şöyle:
Oy veren seçmenin eğitim seviyesi arttıkça “HAYIR” oyları yükseliyor.
Lise ve üniversite mezunlarının büyük bölümü “HAYIR”, ilkokul ve ortaokul mezunlarının büyük çoğunluğu ise “EVET” dedi. Başka yoruma gerek yok!
Paylaş