İSTANBUL Sarıyer’de bir kahvehane... Orta yaşlı adamların oturduğu, yeşil çuhalı bir masa... “Okey” adı verilen taş oyununu oynuyor, bir yandan da konuşuyorlar:
“Benim hiç umudum yok!”
“Neden umudun yok? Oyunu kazanmaktan mı?” “Yok be... Ben, memleketin halinden bahsediyorum.” Diğeri lafa karışıyor: “Rıza haklı... Her yanı umutsuzluk sarmış... Nasıl umutlu olabilir insan? Bizim oğlan iki yıldır işsiz. Küçük çocuğuna bakacak parası yok. Ben yardım etmesem mahvolacaklar!” Üçüncüsü kafasını sallayarak, “Memlekette olanlara baksana... İnsanda umut mu bırakıyorlar? Siyasiler bizim bu halimizi düşünecekleri yerde birbirlerini yiyorlar!” diyor. Masadaki dördüncü kişinin sesi, diğerlerini bastırıyor: “Boşuna konuşuyorsunuz! Sızlanıp dırlanmayın! Umutlu olabilmek için umudu hak etmek gerekir! Kahvede okey oynamakla umutlu olunmaz! Çalışmak, mücadele etmek gerek! Biz ise dedikodu yapmaktan, seçimden seçime koyun gibi gidip oy vermekten başka ne yapıyoruz? Uyanmamız, bu uyuşukluktan silkinip kurtulmamız lâzım!” * * * Türkiye İstatistik Kurumu’nun rakamları, ülkemizin içinde bulunduğu hazin hali, yaşanan perişanlığı, işsizliğin yarattığı mutsuzluğu gösteriyor. Türkiye’de tuzu kuru olanların oranı sadece yüzde 10. Yani, 72 milyon insanın 7 milyon 200 bini geçim sıkıntısı çekmiyor. İnsanlarımızın yüzde 36’sı “zor”, yüzde 16.9’u “çok zor” geçiniyor. Kazancıyla ihtiyaçlarını “orta düzeyde” karşılayanların oranı ise yüzde 35.5. Avrupa düzeyinde yaşayan yüzde 10 insanımız “çok rahat” geçiniyor. Lüks alışveriş merkezlerinde para harcayanlar, yurtdışı gezilere gidenler, lüks otomobillerle dolaşanlar bu yüzde 10’luk mutlu azınlığın içinde yer alıyor. * * * “Kahroluyorum! İşadamları bile çocuklarına iş arıyor. Beni en çok kahreden, bir işadamının benden çocuğu için iş istemesi oldu. Eğer bir işadamı çocuğu için iş istiyorsa, sorun var demektir. Her evde bir işsiz var. Yüzler gülmüyor. Yine de işsizliği yeterince tartışmıyoruz. Konuşmayınca, çözüm için fikirler oluşmaz. Türkiye’nin odaklanması gereken konu, 5.6 milyon işsize ve her yıl istihdama giren 700 bin kişiye nasıl iş bulacağı...” Bu sözler, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na ait. Bir süre önce, Ekonomi Gazetecileri Derneği ve TOBB’un düzenlediği toplantıda konuşan Başkan’ın sözleri “Balyoz Operasyonu”nun gürültüleri arasında fazla duyulmadı. Ona göre: ? Ekonomi 2007 başı itibarıyla alarm vermeye başladı. Neden? Çünkü birbirimizle kavga etmeye başladık. İçimizdeki kavgalar, işin bereketini kaçırdı. ? İşsizlik, yapısal bir sorun haline dönüşüyor. Her evde bir işsiz var! ? Gazete yazarları da, işadamları da doğruları söylemeli, başarıyı, başarısızlığı buna göre değerlendirmeli. Başbakan siyasetçidir. O iyi olanları söyleyecek, muhalefet kötü olanları söyleyecek ama biz mukayesemizi doğru yapacağız. Çünkü biz siyasetçi değiliz! * * * Yazımızı bir fıkra ile bitirelim: İki memur konuşuyormuş. Biri sormuş: “Başbakan kadar maaş alsaydın, ne yapardın?” Diğeri “Boşver” demiş “O mühim değil... Asıl Başbakan benim kadar maaş alsaydı ne yapardı? Ben onu merak ediyorum!”