1879 yılında Anadolu’da kanlı oyunlar tezgâhlanıyor, “Doğu Anadolu’dan Türkler atılmalı, Ermenilere yer açılmalı, dışarıdan buraya Ermeni nüfus ithal edilmeli” diye yaygara koparılıyordu.
Osmanlı Ermenileri Doğu Anadolu’da bağımsız bir devlet kurmakta ısrarlıydı. Bu oyunu tezgâhlamaya çalışanlar çoktu ama İngiliz Büyükelçisi Sör Henry Layard’a doğrudan bağlı İngiliz konsolosları arasında da bunu destekleyen entrikacı tipler çoktu. Tabii ki, konsoloslar arasında aklı başında diplomatlar da vardı. Mesela Konsolos Trotter, “Ermenilerin kavgacı tutumları, kendilerine büyük zarar verebilir” diyordu. * * * Osmanlı Ermenileri, Doğu Anadolu’daki isyan hareketlerinde İngiltere’den umduklarını bulamayınca, yüzlerini Rusya’ya çevirdiler. Aslında zavallılar, İngiliz-Rus nüfuz rekabetinde bir piyondu. İngiltere’nin de, Rusya’nın da Ermeni çıkarlarını düşündükleri yoktu. Her iki taraf Ermenileri maşa olarak kullanıp kendi çıkarlarını kolluyordu. Ermenilere büyük umutlar verilmişti. Kasten ve sürekli körüklenen bu aşırı umutların hiçbir zaman gerçekleşmeyeceği biliniyordu. Umutları gerçekleşmeyen Ermeniler, ileride daha aşırı hareketlere ve silahlı ayaklanmalara kalkıştılar. Bu isyan hareketleri Ermeni umutlarını körükleyen Avrupalılar tarafından acımasızca sömürüldü! Büyük devletler, kendi emperyalist yayılma emellerini doyurmak için Ermenileri maşa olarak kullanıyorlardı... Ermeni ileri gelenleri de büyük devletlerin bu çirkin oyununa bilerek ya da bilmeyerek alet oldular ve Osmanlı Ermeni toplumunu ve onların Türk komşularını felakete doğru sürüklediler. * * * Batı’nın pompaladığı dar görüşlü bir milliyetçilik anlayışıyla Ermeni toplumu gittikçe fanatikleştirildi. Yüzyıllarca bir arada, barış içinde yaşamış olan Ermeni ve Türk toplumlarının karşılıklı hoşgörüleri, ortak yaşam biçimleri, tarihleri, kültürleri, Batı kaynaklı dar milliyetçilik ve ırkçılığa kurban edildi. Ermeniler bunun acısını hâlâ çekiyor. * * * Araştırmacı Bilal N. Şimşir’in, İngiliz arşivlerini inceleyerek o dönemde Anadolu’da görevli olan İngiliz konsoloslarının yazışmalarını içeren belgeleri toplayarak hazırladığı “Osmanlı Ermenileri” önemli bir eser. Bilgi Yayınevi tarafından basılan kitabın içinde 354 adet belge bulunuyor. Erzurum Konsolosu Taylor’un raporundan bir bölüm: “Bu yörenin her köşesinde Ermeniler Türk Hükümeti’nden acı acı yakınıyorlar. Aynı zamanda hiç sakınmadan Rusya’yı övüp göklere çıkarıyorlar. Daha önce de belirtildiği gibi, Ermenilerin bu tutumu, kiliselerinin düşmanlık öğretilerinden ileri geliyor. 1878’de Doğu Anadolu’da geziye çıkan İngiliz generali Baker Paşa’nın raporundan bir bölüm: “Birçok Ermeni ileri gelenleriyle yaptığım konuşmalardan şunu anladım ki, Ermeniler gelecek için büyük emeller beslemektedirler. Bu emelleri uygulanabilir olmadıktan başka, kendileri için de tehlikelidir. ‘Ermeni Özerkliği Planı’nın ne kadar aptalca bir şey olduğunu anlayabilmek için bu ülkeyi tanımak gerek.” İstanbul’daki İngiliz Büyükelçisi Sör Laylard’ın gözlemleri de ilginç: “Babıâli (Osmanlı) Hükümeti akıllı ve ileri görüşlü davranmazsa yakında Anadolu’da Bulgar sorununa benzer bir Ermeni sorunuyla karşı karşıya kalacaktır. Bir Ermeni ulusu yaratmak için aynı entrikalar bu kez Anadolu’da çevriliyor. Hıristiyan Avrupa müdahalesine neden olabilecek bir durum yaratılmak isteniyor.” * * * Ermenilere tezgâhlanan çirkin oyunun benzeri günümüzde Kürtlere uygulanıyor. Onlar da Güneydoğu’da bağımsız bir devlet kurma hayali içindeler! Ermenilere yapıldığı gibi, Kürtlerin hareketleri de yabancı devletler tarafından destekleniyor, fanatik milliyetçilik tahrik ediliyor. Aslında Kürtlerin çıkarları o devletlerin umurunda bile değil ama bir kısım Kürtler, bilerek ya da bilmeyerek, onların piyonu olmaya devam ediyorlar!