EN çok izlenen televizyon dizisi olan “Muhteşem Yüzyıl” Türk insanının tarihe ilgisini arttırması bakımından iyi, fakat birçok olayı saptırması, çarpıtması bakımından da kötü...
Diyecekler ki, “Bu bir film, tarih değil, bir hikâye!” Öyle elbette ama mademki bir tarih dilimi üzerine oturtulmuş, mademki bir döneme adını veren ve onu muhteşem yapan kişi ve kişilerden söz ediliyor, tarihi kahramanlara biraz daha saygılı olmak gerekmez mi?
Mesela Malkoçoğlu Bali Bey... O dönemin en ünlü, en yiğit akıncı beyi Malkoçoğlu, dizide adi bir çapkın, yüzsüz bir zampara, basit bir sokak serserisi gibi gösteriliyor. Adam bir Yahudi kızının peşine takılıyor, okul önlerinde kız tavlamaya çalışan herifler gibi sokakta onu takip ediyor, kız kendisini reddetmesine, “Defol git serseri” diye terslemesine rağmen askıntı olmaya devam ediyor. Evini öğrenip pencereye tırmanarak odasına girdiği kız “Hırsız var!” diye bağırınca, yiğit Malkoçoğlu korkarak pencereden atlayıp, bir sokak serserisi gibi arkasına bakmadan kaçıyor!
Böyle komik ve küçültücü durumlara düşürülen Malkoçoğlu Bali Bey kim? Dediğimiz gibi, muhteşem bir devrin, gerçekten yaşamış muhteşem bir kahramanıdır. 1495 yılında doğmuş, görkemli bir hayat sürmüş, şanlı bir isim bırakarak 1548 yılında bu dünyaya veda etmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nda akıncı beyi, ordu komutanı, vezir ve beylerbeyi olarak en üst düzey görevler yapmıştır. “Muhteşem Yüzyıl”ın senaryosunu yazanlar, dizideki gibi komik bir çapkın tipi yaratmak istiyorlarsa, hayali bir isim kullanabilirlerdi. Bu, daha doğru, daha saygılı bir davranış olurdu.
Malkoçoğlu Bali Bey kim? Biraz onu anlatayım... Sınır boylarında efsane olan bir akıncı beyi idi... Emrinde binlerce akıncı vardı ve onun adını duyan dost-düşman herkes titrerdi. Elbette ki aşkları, sevdaları vardı. Fakat bunların hepsi edep çerçevesinde yaşanmış, genellikle genç kızlar, kadınlar ona yaklaşmak istemişti. “Muhteşem Yüzyıl” dizisinde gösterildiği gibi hiçbir zaman pencerelere tırmanan, karı-kız peşinde koşan, kovulduğu kadınların odalarına zorla giren adi bir çapkın olmadı.
Malkoçoğlu, 1521 yılında, 26 yaşında iken Belgrad’ın fethinde olağanüstü görevler yaptı ve fethedilen kente ilk giren yiğitlerden oldu. 1526 yılında 31 yaşında iken, Mohaç Meydan Savaşı’nda, Osmanlı Ordusu’nun sağ cenah komutanı Malkoçoğlu Bali Bey idi. Bu büyük savaşın kazanılmasında ve Macaristan’ın fethinde önemli rol oynadı. Kanuni Sultan Süleyman, Macaristan’ın başkenti Budin’de Malkoçoğlu Bali Bey’e ikinci beyberbeyi ve vezir rütbeleri verdi. Osmanlı-Lehistan savaşı başladığında Malkoçoğlu Osmanlı tarihinin en büyük akıncı seferlerini gerçekleştirdi. Lehistan üzerine 40 bin akıncı ile iki ayrı sefer yapan Malkoçoğlu, bütün Galiçya’yı çiğneyerek Polonya’nin kalbi olan Varşova kentine kadar girdi, 10 bin seçkin esir ve zengin ganimetlerle geri döndü.
Muhteşem devrin en parlak komutanlarından biri olan Malkoçoğlu Bali Bey’i, komik birtakım olayların kahramanı olarak göstermek, insanlarımıza yanlış bilgi vermek oluyor. 53 yaşında ölen Malkoçoğlu Bali Bey’in kabri bugün Bursa’nın Yenişehir ilçesindeki Balibey Camii avlusundadır. Bu büyük kahramana Allah’tan rahmet diliyorum.