"Sizin ’Kuş yumurtaları’ diye bir yazınız vardı. Çok ilginçti. Bugün o dönemi yaşıyoruz sanki!"
"Evet, eski yıllarda yazdığım bir yazıydı" dedim ve ekledim:
"Aydın olduklarını iddia eden birtakım insanların Türkiye aleyhine kampanyalar açtıkları bugünlerde o yazı daha ilginç hal aldı!"
Sohbet toplantısında bulunan Prof. Dr. Kemal Sarıca, Doç. Dr. Cengiz Pata, Dr. Hakan Koyuncu ve Sağlık Yazarı Coşkun Bel merak ederek "Kuş yumurtaları"nı anlatmamı istediler. Ben de şöyle anlattım:
* * *
Bazı ikinci cumhuriyetçiler ve sözde aydınlar arasında Türkiye’yi kötülemek moda haline geldi.
"Kuş yumurtası üretmek" tabiri içinde bulunduğumuz duruma uyuyor.
Entelektüel geçinen birtakım insanlarımız nedense negatif siyaset yapmadan ve Türkiye aleyhine iftiralar atmadan duramıyor.
Bu adamların tüm düşünceleri, söylemleri ve davranışları ne hikmetse hep vatanımız aleyhine... "Vur abalıya" diyerek hep Türkiye’ye vuruyor, vuruyorlar! Bunun karşılığında Batılılardan "Bunlar cesur aydınlar" diye övgü alınca ya da bilmediğimiz birtakım menfaatler elde edince mutlu oluyorlar!
* * *
İstihbarat dünyasında "kuş yumurtası üretmek" diye bir deyim vardır.
Diyelim ki, bir ülke var ve siz de o ülkede 20 yıl sonra bir operasyon yapmak istiyorsunuz.
Bunun için şablon tamamdır.
Planlı, uzun vadeli, önemli bir operasyon olacaktır bu... İşlem için size çeşitli provokatörler lazım... Bunlar toplumları kışkırtacak, kafaları karıştıracak, sizi adım adım hedefinize götürecektir. Elbette ki en güvenilir provokatörler kendi yetiştirdiğin elemanlardır.
Bu iş için yetenekli ama geleceği parlak olmayan ’zayıf karakterli yumurta’ bulunur.
Mesela o genç, üniversitede devşirilir, eğitilir, aşama aşama, önce öğretim görevlisi, doçent filan yapılır, daha sonra da medya parlatmaları, şirket sponsorluklarıyla ülkede sözü dinlenen bir profesör veya yazar haline getirilir.
Gerekirse tüm araştırma ve kitapları da eline hazır olarak verilir.
Ülkedeki insanlar, bu kişinin yazdığını sandıkları muhteşem eserleri okur ve ona olan saygıları artar. Böylece "yumurta" kuluçka aşamasını bitirmiş ve çatlayıp güzel bir kuş olma vakti gelmiştir.
O kuşun ya da kuşların nasıl öteceği daha önceden saptanmış durumdadır.
Belirlenen zamanda bu profesör veya yazar, medya yoluyla müthiş radikal açıklamalar, eylemler yapmaya başlar, bildiriler hazırlar, imzaya açar ve tüm ülkeyi karıştırır.
Aynı anda, kendisi gibi yetiştirilen diğer yumurtalarla farklı faaliyetlere girişirler. İlgilenenler için Doğu Bloku’nun ve Yugoslavya’nın çöküş dönemine bakmalarını öneririm!
* * *
Şöyle bir düşündüm de... Bizim ünlü profesörler, yazarlar, gazeteciler, siyasiler arasında ülkeyi yıkma çabalarını sürdüren amma da çok "yumurta" var diye üzüldüm!
Ülkemiz bugünlerde zamanı gelip çatlayan "kuş yumurtaları" ile dolu...
Kámran İnan’ın da sık sık tekrarladığı Atatürk’ün ünlü, müthiş sözü aklıma geldi:
"Biz, kahramanı kadar haini de çok bir milletiz!" diyordu.
İçinde yaşadığımız günler bunu açıkça gösteriyor! Ulus olarak uyandığımız vakit dileriz çok geç kalmış olmayız!